31 Ağustos 2008 Pazar

Cam mozaikler

"İnsana ve doğaya saygı" ilkesiyle, çevreye zarar vermeden tamamen doğal bir malzeme olan camdan üretilen Häfele'nin cam mozaikleri "çevre dostu ve hijyenik" olmaları nedeniyle mutfak ve banyolara taşınıyor.

Cam mozaikler özellikle hijyenin ön plana çıktığı mutfak ve banyo gibi ıslak ve nemli ortamlarda rahatlıkla kullanılabiliyor, geleneksel temizlik solüsyonları ve su yardımıyla kolayca temizlenebiliyor.

Farklı boyutlarda, kalınlıklarda ve dokularda işlenen cam mozaikler, doğal parlaklıkları ve değişik renk alternatifleriyle estetiği kaliteyle buluşturuyor. Yüksek ısıda, elle işlem gören cam mozaikler aynı zamanda ani ısı değişikliklerine, nem, don ve su gibi başlıca dış etkenlere karşı dayanıklı olma özelliğine de sahip.

30,5x30,5 santimetre ölçülerinde elastik filelere 3 milimetre derz aralığı bırakılarak sabitlenen cam mozaikler bu özellikleri sayesinde uygulama kolaylığı ve estetik bir görüntü sağlıyor.Cam mozaikler parlaklıkları, yarı saydam görüntüleri ve üstün kaliteleri ile camın doğallığını birbirinden güzel renklerle buluşturuyor.

Dokunmatik bilgisayar

HP TouchSmart adını verdiği yeni masaüstü bilgisayar Vista işletim sistemiyle evin eğlence merkezi olmaya aday. Ürünün Türkiye'de de satılması, yaz aylarının başından itibaren Türkiye'de olması bekleniyor. Ekrana dokunarak kullanılan menüler analog televizyon yayınlarının da izlenmesini sağlayan anten girişi televizyonun rahatlıkla izlenmesini sağlıyor.

Belleği ve sabit diski normal masa üstü bilgisayarlardan oldukça fazla kapasiteye sahip. Ekstra sabit disk sürücü ve mini bellek kartı okuyucu ile her türlü dijital fotoğraf ve videonun izlenmesini sağlıyor.

Televizyon dizileri kutuya girdi
Apple, filmler, TV dizileri, müzik, fotoğraflar ve podcastler dahil Mac veya PC'nizdeki tüm iTunes yazılımındaki müzik içeriğinizi geniş ekran televizyonunuza kablosuz olarak gönderen Apple TV'yi duyurdu. Aslında Apple bilgisayarı mevcut yüksek çözünürlüklü ince ekran telefona bağlayan araçla kafası karışanlara çözüm getiriyor.

Apple TV'de 50 saate kadar video, 9 bin adete kadar şarkı, 25 bin adete kadar fotoğraf veya bunların bir karışımını saklayabilecek 40GB sabit sürücü bulunuyor. Yüksek hızda AirPort 802.11g/n kablosuz bağlantı kullanarak Apple TV bir bilgisayar ile içerik senkronizasyonu yaparken; buna ek olarak beş adede kadar bilgisayardan anlık içerik alarak kablosuz olarak televizyonunuza aktarabiliyor.

Yerliler de rekabete giriyor
Mıcrosoft Windows Vista işletim sistemini kullanan yerli bilgisayar markaları da yarışa giriyor. Üstelik rekabet sadece masaüstü bilgisayarlarda değil, dizüstüne de taşınıyor. Beko ve Casper gibi markalarda güçlü uluslararası markalara karşı kendi tasarımlarını piyasaya sürüyor. Üstelik diğer markalar gibi yüksek fiyatlarda satılmıyor.

Tasarım masaüstünde rekabeti TV'ye taşıyor
Sony Vaio LS serisi masa 0üstü bilgisayarları televizyonun dışında pek çok eğlenceyi bir araya getiriyor. Uzaktan kumandası, aynı zamanda mini bellek okuyucusu olan faresi ile Vaio serisi bilgisayarlar tasarımı ile de dikkat çekiyor. Ekranın üstündeki kamera yardımıyla televizyon izlerken internet üzerinden sohbete katılabiliyorsunuz. 300 GB hafızaya sahip bilgisayara yüzlerce film, video, müzik gibi içerik yüklenebiliyor.

Ekonomik değişiklik

Yazlık evinizin atmosferini ekonomik yoldan değiştirmek istiyorsanız, işe aydınlatma elemanlarınızı değiştirerek başlayabilirsiniz. Yeni ampuller takın veya mevcut aydınlatmalarınızın şapkalarını yeniden kaplayın ya da gövdelerini boyayın.
Evinizde şömineniz varsa, yaratıcı fikirlerinizle one dekoratif bir görünüm verip işlev kazandırabilirsiniz. Nasıl mı? İçini çakıl taşları ve renkli mumlarlarla süsleyin ve yeni bir ışık köşesi oluşturun.
Salonunuzun veya odanızın bir duvarını canlı bir renge boyayarak, keyifli bir ortam hazırlayabilirsiniz. Ayrıca zeminde kullandığınız halınızı hafif bir kilimle yenileyerek, mekânınıza taze ve yeni bir görünüm verebilirsiniz.
Kanepeleriniz artık gözünüze eskisi kadar hoş görünmüyor ama yenileyebilecek durumda da değilsiniz. Öyleyse elinizdekini değerlendirin. Yaz uykuları için tercih edilen pikeler, aynı zamanda kanepe için yeni bir kostüm de olabilir.
Keyifli ve eğlenceli saklama kutuları, ortalıkta duran ufak tefek eşyalardan kurtulmanızı sağladığı gibi, dekoratif de olabilir. Mevcut kutuları kendinden yapışkanlı kaplama kâğıtlarıyla kaplarsanız, değişimi daha ekonomik ve pratik yolla tamamlamış olursunuz.
Banyonuz için de iyi haberlerimiz var. Bunun yolu da banyo perdesini yenilemekten geçiyor. Ayrıca havlu ve paspas değişiklikleri de atmosferi anında değiştirir, aklınızda bulunsun.

Laleler İstanbul 'da

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘İstanbul'a 3 Milyon Lale’ kampanyası, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler ile Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş tarafından Taksim Meydanı'nda başlatıldı.

Lalenin İstanbul’un hayatının bir parçası olduğunu ve şehre tekrar dönmesi için çalıştıklarını ifade eden Başkan Kadir Topbaş, geçmişte batılıların “Osmanlı bir çiçek (soğan) yetiştiriyor, ama yenmiyor” dediğini ve lalenin Osmanlı topraklarından çıkışının yasak olduğunu anlattı.

Şu anda Hollanda'nın önemli gelir kaynaklarından birinin lale olduğunu hatırlatan Başkan Topbaş, İstanbul'da da son dönemde Büyükşehir sınırlarına katılan köylerde, lale ve diğer çiçekleri yetiştirme çalışmalarını başlattıklarını kaydetti. Mimar Topbaş, “Lale hayatımızda çok önemli. Çocuklarımıza ismini verdik. Tekstilde, seramikte, edebiyatta, şiirde, hayatta lale var. Lale artık evine dönüyor” dedi.

Kasım Aralık aylarının Lale dikim mevsimi olunduğunu ve dağıtılan 3 milyon lalenin 1 milyonunu vatandaşların evlerine ya da bahçelerine dikmelerini istediklerinin altını çizen Topbaş, “En güzel lale İstanbul’da yetişir” sloganıyla yarışma başlattıklarını ve dağıtılan lale soğanlarının Nisan ayında çiçek açacağını kaydetti. İsteyen herkesin yetiştirdiği lalenin fotoğrafını kendilerine göndererek bu yarışmaya katılabileceğini belirten Kadir Topbaş, en güzel 100 lalenin seçileceğini ve seçilenlere 300'er YTL para ödülü vereceklerini de sözlerine ekledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2005–2006 yılında gerçekleştireceği Lale Kampanyası ile İstanbul’a 3 milyon adet lale kazandırıyor. Lale soğanlarının 1 milyon adedi 5’erli paketler halinde saksısı ve broşürü ile birlikte İstanbullulara dağıtılıyor. Dağıtım, İstanbul’un tüm meydanlarında kampanya için özel hazırlanacak 2 tır eşliğinde yapılıyor. Lale soğanlarını alanlar arasında ilk defa düzenlenecek bir yarışmayla en güzel lale yetiştiricileri de ödüllendirilecek.

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Telkari

"Tel ile yapılan sanat" olan Telkariye, aynı zamanda "vav işi" de denir. Bu isim Osmanlıca vav harfinin, uygulamada motif olarak sıkça kullanılmasından dolayı verilmiştir. Ayrıca bu sanata "çift işi" diyenler de vardır. Bu ismin kaynağı ise, işin yapımı sırasında parçaların teker teker biraraya getirilmesinde kullanılan cımbıza benzer ancak uç kısmı daha ince olan ve "çift" olarak isimlendirilen alettir.

Telkari ustası, kullanacağı telleri kendi atölyesinde ham maddeden elde eder. Ocakta kap içersinde eritilen maden çubuk haline getirilmek için kalıba dökülür. Maden olarak genellikle gümüş veya altın kullanılır. Yapılacak işin şekline göre çubuk döküm üzerinde genişten dara doğru delikleri olan çelikten yapılmış haddeden geçirilir. Haddenin geniş tarafından sokulan tel diğer taraftan çekilerek uzatılır ve aynı zamanda incelir. İşlem esnasında sertleşir, tavlanır ve bir süre (kor haline gelinceye kadar) bekletilir ve daha sonra balmumuna daldırılır. Usta bu işlem esnasında manda derisinden yapılmış, üzerinde madeni halkalar olan kalın bir kuşak bağlar. Kol gücü yetmediği zaman madeni bu halkalara takar ve beden gücünü de zaman zaman kullanır. Bu yorucu çalışma başlangıcında 0.5 cm. olan gümüş, işlem sonunda 1 mm.'lik ince bir tel haline gelir.

Her telkari işi iki ana kısımdan oluşur. Birincisi; işin ana iskeleti olan "muntaç", diğeri ise muntaç içine yerleştirilmiş vav, kake, tırtıl, gül, dudey vb. adlarla anılan her biri farklı biçimde olan motiflerdir. Çalışmaya muntaç yapımıyla başlanır (ana iskelet), muntaçın tel kalınlığı motiflerin tel kalınlığının iki katıdır. Daha sonra ara boşluklar sabır ile doldurulur. Tezgah olarak ceviz ağacından kesilmiş düz bir satıh kullanılır. Titizlik ve sabır isteyen bu çalışma esnasında motifler hazırlanır. Birleştirme işlemi en zahmetli kısmıdır zira milimetrik tellerin kaynakla birleştirilmesi işlemi çok zordur. Bunun için önce, ayarı belli bir ölçüde düşürülen gümüş, eğelenerek küçük tanecikler halinde bir güderi parçası içine toplanır. Eğelenmiş gümüş bir kaba konur ve içersine toz boraks katılır. Suya daldırıldıktan sonra amyant üzerine yerleştirilen ana iskeletin her parçası bu gümüş-boraks karışımı ile kaynak yapılarak birleştirilir. Motif yerleştirme işlemi kaynakla yapılır.

Telkariden yapılan işler çok çeşitlidir. Tütün kutusu, sigara ağızlıkları, aynalar, tepsiler, kemerler. Bu sanatın kaynağının eski Mısır olduğu sanılmaktadır. Yurdumuzda ise en önemli telkari merkezi Mardin'in Midyat ilçesi olmuştur.

Yapılan eserlerin üzerine imza ve tarih atma zorluğu olduğu için değerli ustaların kimliklerini çözmek çok zordur. Ancak; düz çalışmalarda eserin bir kenarına çelik kalemle imza atılır.

Mermer ve doğal taş ürünleri

Mücadeleci ve yılmadan çalışan insanlar için söylenen, "Ekmeğini taştan çıkarıyor" sözü giderek büyüyen bir sektör sayesinde hayata geçiyor. Artık çok geniş bir kesim, gerçekten de ekmeğini taştan çıkarıyor. Türk insanı dünyaya taş ihraç ederek büyük paralar kazanmaya başladı. Günümüzde taş artık cebimizi de doldurarak büyük ekonomik gelir kapısı olmaya başladı.

Türkiye 400 farklı mermer ve doğal taş çeşidiyle dünyanın en zengin taş yataklarına sahip bulunuyor.

HEDEF DÜNYA LİDERLİĞİ
Dünya doğal taş rezervlerinin yüzde 40’ına sahip olan ülkemiz, sektörün girişimleriyle bu zenginlikten gerekli getiriyi sağlama atağını sürdürüyor. Türkiye, yılda mermer ve doğal taş ihracatından 1 milyar dolar gelir elde ederken sektörün yeni hedefi 3 milyar dolar. Türkiye en çok ABD ve Kanada’ya mermer ihraç ediyor.
Önümüzdeki yıllarda yüzde 30’luk büyümeyi hedefleyen Türk mermer ve doğal taş sektörü tanıtım ve pazarlama faaliyetleri ile 2010 yılında dünya liderliğine oynamak istiyor.

KENT MOBİLYASI
Mermerin kullanım alanları artık çok çeşitlendi. Evimizin içinde ve dışında dekorasyon ve süs eşyası, şehir meydanlarının düzenlenmesinde heykeller şeklinde kent mobilyası ve ev dekorasyonu olarak yaşamımızın içinde kullanılmaya başlandı.

Öte yandan işlenmemiş olarak ihraç edilen Türk mermerlerinin İtalyan mermeri diye çok yüksek fiyatla ithal edilmesi ve daha çok kamu kuruluşlarında kullanılması ise tartışma konusu olmayı sürdürüyor.

Yelkenler fora

53 daireden oluşan ve Mutlu İnşaat tarafından yapılan Pruva Konutları 2008'de teslim edilecek. Projede metrekare fiyatları bin 600 dolardan başlıyor, 2 bin 200 dolara kadar çıkıyor.
Pruva Konutları'nın künyesi Göktürk'te Mutlu İnşaat tarafından inşa edilen proje 6 bloktan oluşuyor. Bu 6 blok, geminin ön kısmı anlamına gelen 'pruva' biçiminde V çizerek birbirine bağlandığı için projenin ismi de Pruva Konutları. Pruva Konutları 4 bin metrekarelik bir arazi üzerinde inşa ediliyor. Projede 53 daire yer alıyor.

1+1'den 5+2 dublekse
Pruva Konutları'nda hem normal hem de dubleks şekilde tasarlanmış pek çok dairenin alternatifi mevcut. Projedeki normal daireler 1+1 tipte stüdyolardan 188 metrekarelik 3+1'lere kadar birçok değişik büyüklükte inşa ediliyor. Pruva Konuları'ndaki dubleks daireler ise 247 metrekarelik 4+2'den 288 metrekarelik 5+2'ye kadar farklı daire tipleri sunuyor.

24 saat güvenlik ve resepsiyon hizmetlerinin verileceği projede 100 araçlık otopark da bulunacak. 450 metrekarelik sosyal tesis alanının yer aldığı Pruva Konutları'nda kapalı yüzme havuzu, spor merkezi, sauna, çocuk oyun odası, tırmanma duvarı, güneşlenme terası gibi aktivite alanları da sunulacak. Dairelerin 2 klima ve kombi ile teslim edileceği projede mutfaklarda da buzdolabı hariç her donanım hazır olacak. Pruva Konutları'nda su deposu ve jeneratör de bulunacak.

2008'de teslim edilecek
Projede konutların metrekare fiyatı bin 600 dolardan başlıyor ve 2 bin 200 dolara kadar çıkıyor. Mutlu İnşaat projeyi Eylül 2008'de teslim etmeyi planlıyor ve peşin ödemelerde yüzde 5 indirim yapıyor. Şirket ayrıca yarısı peşin ödemelerde de geri kalan kısmı 12 ay vade farksız taksitlendiriyor. Pruva Konutları'ndan banka kredisi ile ev almak isteyenler için Kuveyt Türk ve Oyakbank ile de çeşitli anlaşmalar var.

Sony kaydedici

Sony, geliştirdiği yeni HDD/DVD kaydedici serisi ile televizyonun yanı sıra fotoğraf ve kişisel videolara da erişim sağlayarak kaydedici dünyasında yeni bir dönemin kapılarını açıyor.

Geliştirilen yeni seri, hard disk sürücüye (HDD) yapılan kayıtlarda mükemmel bir kontrol sağlıyor. Önceden kaydedilmiş bir yayını seyrederken aynı anda canlı bir televizyon programını kaydedebilen seri ayrıca canlı yayınlanan bir televizyon programını kayıt yapılırken duraklatıp devam ettirebiliyor.

Yeni HDD/DVD kaydedici serisinde kullanılan sıkıştırma teknolojisi ile bellek kapasitesi önemli ölçüde artıyor. 250GB’lık bellek kapasitesine sahip RDR-HX950 modeli 710 saat gibi uzun bir kayıt süresi sunuyor. 160GB’lık kapasiteye sahip RDR-HX650 ve RDR-HX750 modelleri 455 saate kadar standart çözünürlükte televizyon yayını kaydı yapabiliyor.

Geniş ekran televizyonları olan film tutkunları, özellikle hızlı aksiyon sahnelerinde paraziti önemli oranda azaltan bir yüksek bit hızında kayıt modu olan “HQ+”dan yararlanabiliyor. Her ne kadar HQ+ özelliği daha fazla disk alanı gerektirse de, 23 saatlik (11 adet) bir film ise 160GB’lık modellere kaydedilebiliyor.

Yeni HDD/DVD kaydedici serisi, HD ve Full HD özellikli televizyon sahiplerine, standart çözünürlükteki (SD) içerikleri izlerken yüksek görüntü kalitesi elde etme şansı sunuyor. Ayrıca sahip oldukları Sony Precision Cinema Progressive teknolojisi ile patentli algoritmalar kullanarak görüntü çözünürlüğünü orijinal 576i’den 720p’ye, 1080i’ye ve hatta 1080p’ye yükselterek titreme sorununu ortadan kaldırıp berrak ve gerçekçi görüntü sağlıyor.

Sony’nin 2007 serisi HDD/DVD kaydedicileri güçlü donanımları sayesinde evlerdeki dijital donanımın merkezi haline geliyor. Çok sayıda giriş imkanı sunmak üzere özel alarak tasarlanmış modeller bu sayede, dijital kameraların, DV çıkışlı Handycam’lerin ve USB flaş sürücülerin bağlanmasını sağlayarak hard disk sürücüsü üzerinde fotoğraf, kişisel video ve müzik arşivlerinin oluşturulmasına izin veriyor.

Cihazlar, DVD±R/±RW ve ±R(DL) medyaların kopyalanmasına ve kayıt edilebilmesine izin veriyor. Yeni seri ayrıca DVD, Video CD, Super Video CD, DVD-RAM, CD-DA, CD-ROM (JPEG ve MP3 dosyaları) oynatabiliyor.

Yeni seri ile kaydedilen fotoğraflar ve görüntüler doğrudan televizyon ekranında görüntülenebiliyor. Ayrıca televizyon veya bağlanmış başka bir donanım üzerinden müzik dinlenebiliyor. Fotoğraflar PictBridge uyumlu bir yazıcı kullanarak doğrudan yazdırılabiliyor.

Hard disk sürücüye bir ses CD’sinden ya da USB flash diskten kaydedilen müzik parçaları, televizyon ekranı aracılığıyla jukebox tarzında oynatılabiliyor. Ayrıca tercih edilen bir ses dosyası eşliğinde resimlerden oluşan bir slayt gösterisi oluşturulabiliyor.

Yeni HDD/DVD kaydedici serisi, sahip olduğu BRAVIA Theatre Sync-(Senkronizasyonu) ile HDMI bağlantısı kullanılarak çeşitli cihazları art arda açıp giriş işlemleri yapma gerekliliğini ortadan kaldırıp uzaktan kumanda üzerindeki tek bir düğmeyi kullanarak ev sinema sistemini bütünüyle kontrol etmeyi sağlıyor.

Bu özellik sayesinde kaydedicinin uzaktan kumandasında bulunan “Play” ya da “Guide” düğmesine basmak yeterli oluyor. Televizyon açılıp, kaydedici ana giriş olarak seçiliyor ve kayıt tamamladığında televizyonu kumandasından kapatmak HDD/DVD kaydedicinin ve ona HDMI ile bağlı diğer bileşenlerin de kendini otomatik olarak kapatmasını sağlıyor. Yeni HDD/DVD kaydedici serisinde HX modellerinde standart bir analog alıcı bulunuyor.

Sony Europe Ev Sineması Grup Direktörü Hiro Shinohara, yeni HDD/DVD kaydediciler hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle ifade ediyor: “Geliştirilen yeni HDD/DVD kaydediciler sahip oldukları farklı fonksiyonlarla basit bir kaydedici olmaktan çıkıyor. Aynı zamanda fotoğraflardan, videolardan, müzik parçalarından aldığınız keyfi arttırarak maksimum performans sergiliyor.”

29 Ağustos 2008 Cuma

Porselenler Osmanlı

Porselen, 11 asır önce Çin’de doğdu. Porselen kelimesi, "deniz kabukları" ya da "incinin yaratıcısı" anlamına geliyordu. İpekle birlikte geldi Avrupa’ya. Bu iki tılsımlı nesne Batılıların başını döndürdü. Marko Polo, içinde ışıklar ve renkler gezinen porseleni alıp Avrupa’ya getirdiğinde yer yerinden oynadı. Önce saray ve şato ahalisi tarafından kapışıldı. Uzakdoğu’dan Avrupa’ya nakliyat artınca biraz daha ucuzladı.

Aristokratlardan burjuvalara kadar herkes bir parça porselen sahibi olmak için liman dükkanlarında sıraya girer oldu. Avrupalı ustalar yüz yıllarca kıskançlıktan öldüler. Çünkü, ne yapıp ettilerse de bu işin sırrına vakıf olamadılar. Yüzyıllarca çalıştılar, ama işi 18. yüzyılın sonuna kadar çözemediler. Porselenin Osmanlı topraklarında ve Avrupa’daki hikayesinin devamını esaslı bir sanatçıdan, Serdar Gülgün’den dinleyeceğiz.

Serdar Gülgün, porselenin önceleri sadece mutfak eşyası olarak rağbet gördüğünü söylüyor. "Ama, Çin’den vazolar ve biblolar gelince, Avrupalı ve Osmanlı, porselenin işlevsel olmanın dışında estetik bir boyutu olduğunu da anladı" diyor. Osmanlı’da semaver takımları, nargileler, abajurlar, aplikler, avizeler, küçük ve büyük gürz vazolar, burmalı, kavuk, kandil, şale, zülfü aruz, lale, küp bir dekorasyon malzemesi olarak çok rağbet görürmüş.

Porselenin eski adı fağfur
Serdar Gülgün, porselenin bir dekorasyon malzemesi olarak da yaşanan mekana eşi bulunmaz bir güzellik kattığını söylüyor. Ve doğrudan bizim memleketteki etkisine geçiyor.

"Osmanlı, porselene ’fağfur’ adı vermiş. Bu isim Çin imparatorları için de kullanılırmış. Katip Çelebi, 17. yüzyılın ortalarında yazdığı Cihannüma adlı eserinde ’fağfur’ diye bahsettiği porseleni uzun uzun anlatıyor. Biliyorsunuz porselen özel bir kilden yapılır. Ateşle temas ederek şekillendiği ve güzelleştiği için adına ’ateş sanatı’ diyenler de olmuş. Ama Katip Çelebi, ustalığın esasını kavrayamadığı için tıpkı Avrupalılar gibi kendine göre tarifler çıkarıyor ve şöyle diyor: ’Fağfurun aslı gayet latif bir ak taştır ki letafetine eş yoktur. O taşı döverler ve elekten geçirirler.’ Bu tabii o zamanların genel düşüncesiydi. Ama Çelebi, porselene hakkını çok güzel teslim etmiş ve bu eşsiz malzemeyi şöyle betimlemiş: ’Ve fağfuride üç hassasiyet vardır ki yeşimden gayrı hiçbir cevherde yoktur: Biri budur ki, içine her ne konsa tortusu aşağı çöküp saf eyler. İkincisi bu ki eskimez. Üçüncüsü elmastan başka hiçbir nesne tesir edip çizmez. Elması onunla tecrübe ederler... Ondan yemek ve şarap içmek aklı artırır, ferahlık verir. Ve her ne kadar kalın olup ettikleri nakış gözükmese de ateşe, ya ışığa, ya da güneşe tutsalar, nakış meydana çıkar.’"

Serdar Gülgün’ün porselenle teması ise antika üzerine danışmanlık yaptığı sırada başlamış. Bundan iki yıl kadar önce dünyanın en önemli porselen markalarından biri olan Herend’den bir teklif almış. Herend’in temsilcileri, Gülgün’e firmanın bir Osmanlı serisi yapmayı planladığını belirtmiş ve bu işi ona teklif etmişler. Başlamış çalışmaya ve o dünya güzeli, tığ gibi uzayan taç yaprakları olan İstanbul lalesini işlemiş porselene. Koleksiyon çok beğenilmiş. Ardından Osmanlı karanfillerini çıkarmış ortaya. Bu iki seri şimdi dünyanın her yerindeki Herend mağazalarında satılıyor.

Gülgün, şu sıralarda British Museum’da Osmanlı sanatı üzerine dersler veriyor. "Öğrencilere porseleni de anlatıyorum. Porselendeki Osmanlı süslemelerinin hangi anlamları ifade ettiklerinden bahsediyorum" diyor. Aklıma takılan bir soruyu yöneltiyorum: "Porselene en çok dokunmayı ve sesini dinlemeyi seviyorum. Sizce de porselenin yeryüzündeki tüm nesnelerden farkı yok mu?" "Elbette ki var" diyor heyecanla ve devam ediyor:

"Aslında porselen insanın beş duyusuna birden hitap eder. Ve bu haliyle ipeğe çok benzer. Göze nasıl güzellik kattığını anlatmaya gerek yok. Çok ama çok sert olmasına rağmen elinizi değdirdiğinizde ipeğe dokunur gibi olursunuz. Dile ve tat duygumuza katkısını sizin söylediğiniz gibi Katip Çelebi çok güzel anlatmış. İyi porselenle kötü porseleni ve bu malzemeyi diğerlerinden ayıran bir kokusu da vardır. Bu kokuyu en iyi son sırrın atılıp fırından çıktığı anı bilenler çok iyi anlar. Tabii bir de sesi var. Özellikle porselenin porselene değdiğinde çıkan müziği hiç bir şeye değişmem. Bu yüzden eski Çin sarayında tahta ya da metal kaşıklar yerine porselen kaşıklar kullanılırmış. Porselen bir kasede gezinen porselen bir kaşığın sesini duymak için herhalde..."

Filli Boya ile dekoratif

Capatect Elastik Tuğla; Hazan, Kiremit, Açık Kiremit, Sahra, Açık Sahra, Tundra ve Kiremit Mix olmak üzere 7 farklı renk ve Flat, Rustik olarak 2 doku alternatifi ile sunuluyor. Kiremit Mix modeli, bir kutuda 3 farklı ton kiremit renginden oluşuyor. Ayrıca köşe dönüşlerinde aynı model ve doku alternatifleri ile üretilen Capatect Elastik Köşe Tuğlalar kullanılıyor.

Su buharı geçirme kabiliyeti yüksek olan Capatect Elastik Tuğla, yapıların nefes almasını engellemediği gibi, sağlıklı ve nem tutmayan mekanlar oluşmasını sağlıyor. Ürünün en büyük avantajlarından birisi de ekstra derz uygulamasına gerek olmaması. Kendi yapıştırıcısı aynı zamanda derz dolgusunu oluşturduğundan, derze denk gelen yapıştırıcı ince bir fırça ile düzlenerek uygulama işlemi tamamlanıyor. Böylece işçilikten de tasarruf sağlanıyor.

Capatect Elastik Tuğla’nın Özellikleri

Hafiftir; 4 mm kalınlığında bir tabaka olarak ısı yalıtım sistemleri üzerinde mükemmel dekorasyon alternatifleri yaratır.
Uygulaması çok kolaydır; Makas ya da maket bıçağı gibi basit aletlerle bile kesilebilir. Kendi yapıştırıcısı ile kolayca yapıştırılır, ekstra derz dolgu uygulaması gerektirmez.
Dayanıklıdır; Çatlama, kabarma ya da dökülme yapmaz, rengi solmaz. Nakliyesinde zayiat sıfırdır.
Koruyucudur; Binanın ömrünü uzatır, dış cephede subasman seviyelerinde, ısı yalıtım sistemine çarpmaya ve kirlenmeye karşı mukavemet kazandırır. Tuz kusmaz.
Dekoratiftir; İç cephede yemek odaları, yatak odaları, mutfaklar, özel köşeler, şömine bacalarını kaplamada ve mağaza, vitrin dizaynlarında kullanılabilir. Dış cephede son kat kaplamalar ve dekor profilleri ile birlikte kombine edilebilir, görsel açıdan mükemmel uyum sağlar.

Masa örtüleri

Deco Center, özgün masa örtüleri ve peçeteler, el işlemesi yastıklar, pike ve yatak örtüleri gibi ev tekstil ürünlerinin yanısıra, abajur, mumluk, masa üstü aksesuarlar, el yapımı çiçekler gibi dekorasyonu tamamlayıcı ürünlerle evlerinizi süslüyor.

1996'dan bu yana mobilya, aydınlatma ve ev tekstilinde çağdaş çizgiyi alışılagelmişin dışına taşıyan ürünler sunmayı ilke edinen Deco Center, Alsancak'ta açtığı İzmir mağazasıyla, müşteri kitlesini genişletmeyi sürdürüyor.

Merkezi Bursa'da bulunan Deco Center, İstanbul ve Konya'da da hizmet veriyor. İzmir Mağaza Müdürü Niran Battalgazi sık sık düzenledikleri kampanyalarla müşterilerine ödeme kolaylığı sağladıklarını söyledi.

Battalgazi, "Showroom'larımızda her türlü mobilya, dekoratif aksesuarlar, ev tekstili ürünleri, aydınlatma, sofra ve hediyelik eşyalar bulunuyor. Mekanı ve mobilyaları tamamlayan tekstil ürünleriyle tanınan firmamız, yurtdışındaki fuarlara katılarak seçmiş olduğu ürünlerle farklı ülkelerin tasarım anlayışlarını müşterilerine sunuyor" diye konuştu.

Mağaza Müdürü şöyle devam etti; "Özellikle ABD, Almanya, Filipinler, İspanya, İtalya, Belçika gibi ülkelerden seçilen ürün koleksiyonu, müşterilerin algılayış biçimine ve modern tasarım ilkelerine cevap verecek şekilde oluşturuluyor".

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Perde kullanımı

Tül ve perdelik kumaşlardan bazıları içeriğinde keten, viskon, chenille, ipek, floş gibi değişik yapıda iplikler bulundurmaktadır. Bu iplikler belli bir estetik, görünüm için gerekli olmakla birlikte bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Genellikle natürel renklerde olan bu iplikler yıkama sonucunda, ağartıcı içeren temizlik maddeleri kullanıldığında beyazlaşabilmektedir. Bundan dolayı satış sırasında bu ürünlerin kullanımıyla ilgili, alıcının doğru bilgilendirilmesi, ürünlerin kullanım ömrünün uzaması, estetik değerlerini kaybetmemesi ve müşteri memnuniyetinin sürekliliği açısından önemlidir
TÜL PERDELER İÇİN
1. Tül perde alırken pencere ve duvar ölçüsünü kendiniz almayın, küçük bir yanlışlık sizi üzebilir.
2. Piyasadaki deterjanların büyük çoğunluğu, ağartıcı maddeler içerdiği için yıkamada kesinlikle kullanılmamalıdır.
3. Yıkama 30 derece sıcaklıkta ve color-matic deterjanlar veya yün şampuanı gibi ağartıcı içermeyen temizlik maddeleri ile yapılmalıdır. Çamaşır makinenizin perde veya hassas kumaş programını kullanın.
4. Yıkama, perde ayarında yada hassas yıkamada, kumaş deforme edilmeden yapılmalı, santrifüj veya sıkma yapılmamalıdır.
5. Polyester ve sentetik tüllerinizi makineden çıkardıktan sonra nemli asın, kırışık yerler kendiliğinden düzelecektir.
6. Crash yapılmış tüllerde, ütüleme çok dikkatli yapılmalı, kırışıkların açılıp tülün deforme olmasına sebep olunmamalıdır. Bu tüllerde mümkünse hiç ütü kullanılmadan, tül kendiliğinden kuruduktan sonra asılmalıdır.
7. Organza ve 20 denye olarak üretilen tüllerde, ütü yapılırken, buhar ayarı çok iyi kontrol edilmeli ve ılık olarak ütülenmelidir.


KUMAŞ PERDELER İÇİN
1. Chenille ve benzeri kumaşlarda makine yada elde yıkama yapılmamalı, kumaş kesinlikle kuru temizlemeye gönderilmelidir.
2. Baskı kumaşlarda makinede yıkama yapıldığı taktirde renklerin canlılığını kaybetmemesi için ağartıcı içeren normal deterjanlar yerine color-matic deterjanlar tercih edilmelidir.
3. Doğal, pamuklu ve keten kumaşlar yıkanınca çekebilir. Perdeyi çekme payını hesaplayarak satın alın ve diktirmeden önce mutlaka bir kez yıkayın.
4. Çok narin kumaşlar için kuru temizlemeden yararlanın.
5. Kumaş üzerine dökülen sıvılara, emici bir kağıt veya yumuşak bezle en kısa zamanda müdahale edilmelidir. Temizlemede deterjan, renkli sabun, arap sabunu ve leke sökücü maddeler kesinlikle kullanılmamalı,saf beyaz sabun tercih edilmelidir.
6. Kurutma işlemi direkt güneşte veya yüksek ısılı ütüyle yapılmamalı, düşük ısıya ayarlanmış saç kurutma makinesi ile dairesel hareketler çizerek yapılmalıdır.
7. SCOTCHGARD koruyucu uygulanmış kumaşlara, scotchgard kullanım talimatlarına uygun kullanım ve temizleme yapılmalıdır.

Kapı ve pencere sektörü

Yapılan araştırmalar ortaya koymaktadır ki, Türk kapı ve pencere sektöründe çeşitli standartlara uyum göstermeyen bir üretim biçiminin gerçekleştirilmesi, kayıt dışı üretime yönelen firmaların fiyatlarını aşağıya çekmeleri gibi konular sektörde haksız rekabet ortamına yol açmakta olup, imalatçıların yakındıkları hususların başında gelmektedir.

Sorunlar ve çözümleri
Standart dışı üretim, kalifiye eleman yetersizliği, kalitesiz üretimin artmasına etken olan üretim kapasitesi fazlalığı ve kimi sektör temsilcileri tarafından, Çin’in ileride kapı ve pencere sektörü için tehdit olarak görülebileceği konusundaki iddiaları sektörü rahatsız eden konular arasında bulunuyor.
Sorunların çözümleri için ise çeşitli öneriler ve gerekli yöntemler dernekler ve sektör temsilcileri tarafından bulunuyor. AB pencere standardının oluşturulması ve CE belgesinin bu sektörde de uygulanmaya alınması bekleniyor. CE uygulamasının ne zaman başlayacağı konusunda net bir bilgi olmasa da, ileride firmaların ihracat faaliyetleri sırasında karşılarına bir engel çıkmaması yönünde CE için hazırlık yapmaları bakımından sektör uyarılıyor.

İnşaat sektöründe oluşan daralma Türk Kapı-Pencere sektörünü ihracata yöneltti
Son dönemlerde Türkiye inşaat sektöründe görülen daralma firmaları ihracata yönlendiriyor. Firmaların bir çoğu Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa ülkelerinde etkinliklerini artırma yolunda ilerliyor. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin (OAİB) verilerine göre iç pazarda iddialı olan PVC kapı ve pencere üreticileri ile demir-çelik ve ahşap pencere üreticilerinin ihracatlarında geçmiş yıllara oranla önemli artışlar görülüyor.

Ahşap kapı pencere ihracatı yükseliş trendinde
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) verilerine göre; ahşap pencere, pencere kasası, çerçeve ve pervazlarının yanısıra kapı, kapı çerçevesi, pervaz ve eşiklerini içeren ürün grubunda 2003 yılında yapılan 3 bin 716 tonluk ihracat, geçen yıl 4 bin 371 tona çıktı. 2003 yılında 9 milyon 27 bin dolarlık ihracat değeri 2004’te 10 milyon 565 bin dolar değerine ulaştı. Ahşap kapı pencere sektöründe 2005 yılının ilk üç ayında gerçekleştirilen ihracat değeri 3 milyon 703 bin dolar oldu. 2004 yılının ilk üç ayında ise 1 milyon 930 bin dolarlık değer elde edilmişti.

PVC kapı pencere ürünleri ihracatında ilk sırayı Almanya aldı
2005 yılının ilk 6 ayında 14 bin 623 tonluk ihracata karşılık 31 milyon 907 bin dolarlık değer kazanıldı.
Pvc kapı pencere ürünlerinde firmaların ilk sıradaki ihracat pazarı %13 payla Almanya oldu. Sektör bu ürün grubunda 2004 yılında Almanya’ya 6 milyon 760 bin dolarlık ihracat yaptı. Almanya’yı, 6 milyon 28 bin dolarlık ihracatla Kazakistan, 4 milyon 966 bin dolarlık ihracatla Romanya ve 3 milyon 666 bin dolarlık ihracatla Fransa izledi.

Jumbo ile ziyafete

Seçici zevklere sahip olanların beklentilerine en uygun ve en zevkli detayları sunan Jumbo, sahip olduğu “benzersiz tasarımlar yaratma” becerisini, yaz keyfine dönüştürüyor...

Yaz aylarının keyfinin ve neşesinin kendini hissettirmeye başladığı bu günlerde, Jumbo sizler için günlerinizi keyfe dönüştürecek tasarımlara imza atmaya devam ediyor. Bu yaz davetlerinizin veya keyif sohbetlerinizi yapacağınız ziyafet sofralarınızın en şık detayları yine Jumbo’lar olacak.

Diyet yaparken de zevk alabilirsiniz
Üst üste giyinerek geçiştirdiğimiz, aldığımız kiloların farkına varmadığımız soğuk kış günleri artık geride kaldı. Yaz ve deniz mevsiminin yaklaşmasıyla hemen hemen herkesi saran diyet çılgınlığı ise Jumbo’larda keyif buluyor. Şık tasarımı, paslanmaz çelikten oluşan sıra dışı dizaynı ve yağı süzme özelliği ile üçgen formlu Jumbo salata spatulası hayatınıza detaylı şıklığın ve sağlığın yansımalarını katacak.

Seramik ve porselen

Duvar üzerindeki kullanımına göre daha kalın ve daha az kaygan olan yer seramikleri, mekânları sahip oldukları metrekarelerden daha geniş gösteren malzemelerdir. Kırılmaları engellemek amacıyla profesyonel eller tarafından döşenmesi gereken seramik yer döşemeleri, mozaikten daha az kavrayıcı olma özelliğine karşın alanları olduğundan geniş gösterir.

Birçok mimarın süreklilik etkisi yaratmak amacıyla hem duvarda hem de yerde aynı tip karo kullanımını tercih ettiği bu malzeme, kendi içerisinde sırlı seramik, terracota olarak adlandırılan kırmızı kil ve porselen karo olmak üzere 3 bölümde incelenir, işlenmiş kilin kalıplara sıkıştırılarak sırlanması ve fırınlanması ile hazırlanan seramik karolar, temizlenmesi kolay ve aşınmayan bir yapıya sahiptir ve dış mekân kullanımı için uygun değildir.

Seramik karolar zemine döşenirken aralarında minimum boşluk bırakılması tavsiye edilir. Aralıklar uygun malzeme ile doldurulmalı ve rengi de seramiklere uygun olmalıdır. Seramikler dış mekânlara döşenırken derz ve kullanılan malzemeler hava koşullarına dayanacak şekilde üretilmeli ve bu tür seramikler güçlü deterjanlar ve diğer çözücü ürünler ile temizlenmemelidir. Tavsiye edilen yöntem sadece su ve sünger ile temizlemektir. Reklifiye edilmiş seramiklerin döşenme yöntemi ise mermer döşemesindeki ile aynıdır.

Daha çok geleneksel mutfaklarda kullanımı yaygın olan terracota ise kil parçalarının güneş ışığında kurutulup, fırına verilmesi ile meydana gelir ve sırlı veya sırsız olarak kullanılabilir. Aşınması zor olan ve suya karşı dayanıklılık gösteren porselen karolar ise aslında doğal taşların çok iyi birer imitasyonudur. Aşınmaya, çizilmeye ve lekelenmeye karşı yüksek dayanıklılıkları, kaymazlık özelliği, estetik görünümleri, ürün çeşitliliği, zengin ebat ve renk alternatifleri nedeniyle konut içi dekorasyonların yanı sıra bahçe, balkon ve teras gibi mekânlarda da sıklıkla tercih edilen porselen karoların günümüzde doğal taş görünümüne sahip çeşitleri de üretilmekte.

Gelenekselin dışındaki modern banyo ve mutfak çizgisine paralellik gösteren vizon, bej, gri, kemik ve siyah gibi renk alternatifleri, boyut çeşitliliği ve yüzey sadeliği ile doğallığı yaşam alanlarına taşıyan bu malzeme, birbirinden keyifli mekânlar yaratmak için de bire bir.Estetik oluşunun yanı sıra kolay temizlenme ve dayanıklılık gibi özellikleri ile de günün trendini belirleyici bir niteliği olan seramik ve porselen, estetik tutkunları için doğru tercih.

Porselen ve seramik karo arasındaki temel farklar

Her iki malzemenin de ana materyali kil olmakla birlikte porselen karoların üretiminde kullanılan kilin kalitesi daha yüksek olup, porselen karolar seramik karolara göre daha yüksek ısıda fırınlanmaktadır.
Çok yüksek sıcaklıkta fırınlanmaları porselen karoları çok daha dayanıklı hale getirmekte ve sır, porselen karoların
tüm gövdesine yayılmaktadır. Seramik karolar ise düşük sıcaklıkta fırınlandığı için daha nazik ve kırılgan olup, sır
sadece yüzeylerinde mevcuttur. Seramik karolarda renk seçeneği oldukça fazla ve istenilen renk yelpazesini yakalamak mümkün iken porselen karoda renk çeşidi daha az, istenilen renk tonunu yakalamak daha zordur.
Porselen karolar daha çok dış mekânlarda tercih edilirken, seramik karolar ağırlıklı olarak iç mekânda yeralan mutfak ve banyolarda kullanılmaktadır.
Porselen karoların tüm gövdesinde sır bulunduğu için temizliği seramik karolara oranla daha kolaydır.
Seramik karoların porselen karolara göre başlıca avantajı tasarım ve renk seçeneklerinin daha fazla olması ve seramik karoların kesiminin ve işçiliğinin porselen karolara oranla çok daha kolay olmasıdır.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Deniz serinliği evlerde

Bu yaz ev dekorasyonunda öne çıkan trendlerin başında, deniz teması geliyor. Mobilyalardan, akla gelebilecek her türlü aksesuara kadar pek çok eşyada deniz havası hâkim. Lacivert beyaz çizgili koltuklar, duvara asılan dümenler, çapa motifli yastıklar, deniz kabuğundan mumluklar, yunus balıklı banyo perdeleri, gemici düğümleri veya denizci figürlü biblolarla deniz kokusunu evinize taşıyabilirsiniz.

Özellikle bir deniz tutkunuysanız, evinizi bu konsepte uygun olarak dekore edebilirsiniz. Bunun için, mavi ve beyaz tonlarının hâkim olduğu mobilyalar seçerek işe başlayabilirsiniz. Örneğin IKEA mağazalarındaki lacivert-beyaz çizgili büyük koltuklar deniz temasına uygun olabilir. Riviera Maison mağazalarında da denizci temasının kendini hissettirdiği koltuklar, sehpalar, biblolar var. Beyaz üzerine lacivert işlemelerle süslenmiş berjer koltuklar, tam deniz konseptine uygun.

Ayrıca Riviera Maison'da yine denizci motiflerinin yer aldığı yastıklar da dekorasyonunuzu tamamlayabilir. Evlerde denizci teması o kadar yaygınlaştı ki, artık sadece tekneler için tasarım yapan mekânlar, evler için de koleksiyon hazırlıyor. Evinde bir tekne havası yaratmak isteyenler için hizmet veren adreslerden biri, Bodrum ve Nişantaşı olmak üzere iki ayrı şubesinde hizmet veren Dekomarin.

Burada aslında tekneler için tasarlanan objeler evler için de ilgi görüyor. Mağazada deniz temalı ve marin desenlerde yatak ve masa örtüleri, pikeler, perdeler, yastıklar, havlular, minder takımları ve aksesuarlar var. Desenler el boyası veya serigraf baskı üstüne el boyamasıyla yapılıyor. Renkleri ise tabii ki lacivert ve beyaz ağırlıklı.

Yengeç ve balık şeklindeki yastıklar markanın en ilgi gören ürünleri. Evinizin mobilyalarını deniz temasına uygun olarak seçtikten sonra iş küçük detaylara geliyor. Bunun için gerçek deniz kabuklarından yapılmış dekoratif süsler kullanabilirsiniz. Örneğin Mudo Concept mağazalarında deniz yıldızları, istiridye mücevher kutuları, dev deniz minareleri, deniz kabuklu resim çerçeveleri bulabilirsiniz.

Ayrıca denizciliği çağrıştıran ahşap yelkenliler, deniz fenerleri, mercan mumluklar, dümen şeklinde duvar saatleri, balık şeklinde duvar süsleri de var. Bütün bu küçük detaylarla evinizde farklı bir atmosfer yaratmanız mümkün. Pabetland mağazalarında da deniz temasına uygun olarak küçük dekoratif aksesuarlar satılıyor.

Deniz yıldızı şeklinde seramik mumlukların yanı sıra içinde istiridye kabuklarının bulunduğu beyaz renkli mumlar da oldukça şık bir görünüm sunuyor. Deniz teması sadece evin salonunda değil banyolarda bile kendini hissettiriyor. Praktiker 'de satılan ve yunus balıklarının süslediği banyo perdeleri ve sabunluk setleriyle banyonuzda huzurlu bir hava yarabilirsiniz.

Usta bir bahçıvan olmak

Kış aylarının en gösterişli iç mekan bitkilerinden biridir Poinsettia. Ülkemizde "Atatürk çiçeği” olarak da bilinen bitkiyi dal çeliği alma yöntemiyle üretebilir ve verdiğimiz önerileri dikkate alarak kolaylıkla bakımını yapabilirsiniz.

Pek çoğumuzun bildiği gibi, bitkinin gövde, yaprak veya kök gibi organlarının ana bitkiden kesilmesine çelik alma, uygun çevre koşulları altında köklendirilmesine ise çelik üretim denir. Bitkilerin de yaşayan organizmalar olduğunu düşünürsek dal çeliği alırken herhangi bir enfeksiyona yol açmamak için keskin bir bıçak ya da makas kullanmaya dikkat etmek gerekir. Mümkün olduğu kadar düzgün bir kesim yapmak ise bu riski azaltacaktır.

Poinsetia'dan dal çeliği almak için öncelikle hastalık veya zararlıların olmadığından emin olduğunuz, dört, beş yapraklı sağlam bir dal seçin ve boğumun hemen altından kesin.
Ardından bu dalı toprak doldurulmuş küçük bir saksıya dikin ve köklenmesi için dört, beş hafta bekleyin. Bu süre zarfında bitkinin bulunduğu ortamın nem oranı yüzde 70-80, sıcaklığı 18-22 derece arasında olmalıdır. Sulamayı ise püskürtme şeklinde yapın.

Köklenen çeliği, büyümesi için 14-15 cm'lik bir saksıya dikin. Bu işlemden on gün sonra taç yaprakların çıkması için tepelerdeki yaprakların koparılması gerekir. Bunun için Poinsettia'nın altından 4-5 yaprak bırakıp tepe yapraklarını budayın. Yaklaşık 15 gün içinde yeni sürgünler çıkacaktır. Bu dönemde bitkiye hazır gübrelerden vermeve başlayabilirsiniz. Normal şartlarda bir, iki ay içinde form kazanan bitkinin tepe yapraklarının kızarması için her gün belli bir süre karanlıkta kalması gerekir.

Çiçek açmış halde satın aldığınız Poinsettia genelde ertesi yıl açmaz. Bu sorunu aşmak için çiçekleri geçtikten sonra bitkiyi budayın. Serin ve gölgeli bir yerde mayısa kadar sulamadan bırakın. Mayıs ayında saksı değiştirin ve eski toprağının bir kısmını alın. Düzenli olarak sulayın ve besleyin. Eylül ayından itibaren ise bitkinin günde 14 saat karanlıkta kalmasını sağlayın. Akşam bitkinin üzerine siyah renkli ince bir naylon örtüp sabah kaldırın. Bu işleme iki ay devam edin. Çiçeğiniz yılbaşında açacaktır.

Isı: Çiçeklenme zamanında oda ısısı idealdir.

Işık: Bitki kışın bol ışık ister. Yazın ise yarı gölge ortamlar bitki için uygundur.

Sulama: Poinsettia'yı gelişme döneminde düzenli olarak sulayın.

Nem: Çiçeklenme zamanı her gün su püskürterek nemlenmesini sağlayın

Moonlight'tan faset

Kentsel veya açık alanlar çevrenin niteliğini belirler. Genelde bu, gün içindeki saatlerle sınırlı bir yaklaşım. Yapay ışığın yanlış kullanımına paralel olarak dış mekanlar ilgi çekici özelliklerini kaybedip çoğu zaman rahatsız edici yüzeylere dönüşüyor.Bunun başlıca sebepleri; yatay düzlemin çok fazla aydınlatılması ve dikey düzlemlerin (cephe, ağaçlar vb.) ihmal edilmesinin yanında aydınlatma kaynağından alınan yüksek seviyedeki kamaşma ve aydınlatma yoğunluğunun ve renginin yanlış seçimi.

Bunun yanında düşük ışıklılıklı yüzeyler (örn.cepheler) insan gözünün yanlış algısı sonucu farkedilme özelliğini yitiriyor.

Görüş alanı dahilindeki görünüm aslında olduğundan daha fazla karanlık görünüyor ve direkt yayılan ışınlardan dolayı oluşan kamaşma etkisi ile algının görsel ayarlanması ile farkedilme özelliğini kaybediyor.

Ayrıca aydınlatma kaynağından alınan direk kamaşma insan gözünde donukluğa yol açıyor, retinada perde etkisi yapıyor ve kontrast duyarlılığının yitirilmesine neden oluyor.

İyi bir aydınlatmanın amacı yol alanının gece de iyi görülmesi koşullarının sağlanması. Bu görme koşulları, yalnızca yolun değil, görme alanında büyük bir açı teşkil eden yatay düzlemlerin ve cephelerde bulunan düşey düzlemlerin görülmesi amacını taşıyor.

Moonlight’ın armatürlerinde kullanılan yeni sistemler simetrik ve asimetrik aydınlatma armatürleri. Bu armatürler birincil reflektörden yayılan ışığın ikincil reflektörde (kompleks fasetli alan) ayrıştırılması şeklinde oluşan aydınlatma aygıtlarından oluşuyor. Direğe entegre edilen birincil reflektör, üstte bulunan kompleks ayna yüzeyli bölmeden ışığı yayıyor ve bu ışık yatay olarak da görülüyor.

Birincil reflektörden yayılan ışık ikincil reflektördeki ekrana odaklanıyor ve direkt bir kamaşma söz konusu olmuyor. İkincil reflektördeki ekran birçok farklı yansıyan fasetlerin bileşimi.


İkincil reflektördeki ayna yüzeyler birçok fasetin dairesel ayna biçimine gelmesi ve yekpare bir dairesel ayna yüzeyi oluşması.Her faset iç bükey şeklinde. Bu iç bükey şeklindeki fasetler dış mekan kullanımına uygun olarak alüminyum metalizasyonu işlemine tabi. Özel olarak tasarlanmış faset yüzeyleri ile ışık önceden belirlenmiş açılarda yansıyor.

Bunun yanında özel biçimdeki her bir fasetten yayılan ışık direk yayılan sistemlerde elde edilemeyen ışık dağılımı sağlıyor.

Moonlight tarafından patentli olan bu tip ikincil reflektör sistemlerinde kamaşma minimum seviyeye indirgeniyor ve meydan ve cadde aydınlatmalarında yüksek kalitede aydınlatma elde ediliyor.

Çeşm-i Bülbül

"Çeşm-i Bülbül" tarih içindeki ve günümüzdeki önemi, yaratılışında kullanılan özel camcılık teknolojisine kadar uzun işlemler ve en önemlisi yaratıcılık gerektiren bir üründür. Kimliğini oluşturan ince ve renkli cam çubukların yüksek ısıda eriyip, su gibi olmuş camın içine yerleştirme işlemidir. "Dönerek burulan" çizgiler, tamamen o cam formu biçimlendiren ustanın hünerini ve üslûbunu yansıtmaktadır.

Adeta gizli bir imza gibi yapımcının ustalığını sergiler. En değerli yanı, camın içindeki renkli çizgilerin oluşturduğu ilginç ve duyarlı geometriden kaynaklanır. Bu geometrik çizgiler bir yönüyle sanat eserini oluştururken diğer yandan uzun yıllar sonucu oluşan gerçek "ustalığı" temsil eder.

Kişisel yaratıcılık, hüner, deneyim sonucu oluşan bu eserler Paşabahçe ürünleri arasında ilk göze çarpanlardandır. Uzun yıllar zevkle kullanabileceğiniz ve zaman içersinde kıymetlenen bu eserleri almanızı öneririz.

Zaman içersinde seri olarak oluşturabilir ve sizden sonraki nesillere bırakabileceğiniz değerli bir anı olarak kalacak bu eserlere sahip olabilirsiniz.

24 Ağustos 2008 Pazar

Evde deri aksesuarlar

Deri denince akla sadece kemer, ayakkabı, çanta ya da eldivenin geldiği günler geride kaldı. Çünkü artık gazetelikten şaraplığa, bardak altlığından minder ve yatağa kadar birçok ev aksesuarı ve mobilyası da deriden üretiliyor. Nişantaşı'ndaki Desa Concept, evinde deri konforunu yaşamak isteyenlere özel ürünler sunuyor.

Ev dekorasyonunda deri aksesuar modası
Deri; ayakkabı, çanta, kemer gibi ürünlerin dışında ev dekorasyonunda da kullanılıyor. Bu trendin öncü firmalarından Desa Concept, gazetelik, şaraplık perde, minder, çerçeve ve bardak altlığı gibi birçok ürünü deriden imal ediyor.

Son birkaç yıldır ev dekorasyonunda deri de oldukça gözde. Fakat Türkiye'de bu ürünlerin kısıtlı olmasından yakınıp dururdum. Yılbaşı alışverişi için yaptığım Nişantaşı turunda, Desa'ya uğradım. Yıllardır müşterilerine deri çanta, ayakkabı ve konfeksiyon ürünleri sunan Desa, meğer "Desa Concept" adı altında ev ve ofis dekorasyonuna da el atmış.

Desa Nişantaşı mağazasının üst katı da "Desa Concept"e ayrılmış. Neler yok ki. Deri ev mobilyalarından ofis aksesuarına; deri suplalardan Amerikan servislerine; gazeteliklerden şaraplıklara; deri perdeden minder, halı, gece lambası ve bardak altlıklarına; deri, kürk ve süet karışımı yastıklardan yatak örtülerine birbirinden modern ürünlerin hepsi burada. Üstelik cıvıl cıvıl renkler ile içimizi ısıtıyor. Desa Concept projesinin mimarı ise Nihal Çelet. Desa bir aile şirketi.

Çelet, eczacılık eğitimi almasına karşın, yurtdışı fuar seyahatlerine gittiklerinde ürün geliştirmeye yardımcı olarak, diğer firmaların neler yaptığını gözlemleyerek eşine destek olmuş. Ardından koleksiyon hazırlamaya başlamış. Hazırladığı koleksiyon İngiliz Marks & Spencer tarafından çok tutulunca, ihracata başladıklarında asıl sorumluluğu almış. Konfeksiyon iyice oturduktan sonra yeni bir şeyler yapma arayışına girmiş.

O sıralarda kızları evlenirken aradıkları bazı şeyleri bulamayınca kendileri üretmeye başlamışlar. "Neden deri ev aksesuarları olmasın" deyince de "Desa Home" projesi doğmuş. Mantoların kenarlarından artan parçalarla patchwork yatak örtüleri, yastıklar yapmış Nihal Çelet. Çok da tutulmuş ve bu yastıkları, örtüleri ihraç etmeye başlamışlar.

Çelet, daha sonra da İngiltere'den gelen talep üzerine, ev ve ofis mobilyası üretimine başladıklarını söylüyor; "Uçak koltuğu bile yapıyoruz."Deri tabakhanesine de sahip oldukları için müşterinin isteği doğrultusunda çalışabiliyorlar. Mimarlık hizmeti verdikleri için özel imalat da yapıyorlar.

Son zamanlarda ağırlık verdikleri rengarenk kırtasiyeler, çok güzel birer yılbaşı hediyesi olabilir. Nihal Çelet'in başarısı göz ardı edilecek gibi değil. Desa Home Collection şu anda ev ve ofis mobilyasında İngiltere başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine ihracat yapıyor.

Marks & Spencer, Ralph Lauren, John Lewis, Woolworths ve El Cortes Ingles bu markalardan birkaçı. Sonraki hedeflerinin Amerika'daki büyük mağaza zincirlerine ihracat olduğunu söyleyen Çelet, Pottery Barn ile flörte başlamış bile.

Nişantaşı'nda açılan ilk Desa Concept'in ardından müşterilerden gelen talep üzerine Maslak'ta ve ardından Bursa Akmerkez'de mağaza açan Desa'nın fiyatlarına gelince; ihracatta Çin ile rekabet ettikleri için, makul fiyata birbirinden güzel ev ve ofis aksesuarları bulabilirsiniz.

Farklı ürün gruplarıyla farklı kitleleri hedefleyen Desa, ev dekorasyonunda fonksiyonellik arayanların adresi olacak. Evlerini deriyle döşemek isteyenler mutlaka Desa Concept mağazalarına uğramalı.

Duvar karoları döşemesi

Astarlama
Önce alt zeminleri astarlayın. Banyonuza karo döşemek istiyorsanız bir fırçayla derinlik astarı veya yapıştırma emülsiyonu sürün. Alt zemin temiz, kuru ve her şeyden önce yeterli taşıma kapasitesine sahip olmalıdır. Alt zeminde duvar kağıdı bulunuyorsa bunların mutlaka sökülmesi gerekir. Diğer engebeler spatula ile düzeltilebilirler. Derinlik astarını ya da yapıştırma emülsiyonunu uyguladıktan sonra en az üç saat süreyle kurumalarını bekleyin.

Ana Çizginin Belirlenmesi
Bir düşey ve bir yatay ana çizgi çizin. Bu çizgilerin kurşunkalem, hizalama ipi ve suterazisi yardımıyla doğru şekilde işaretlenmesi, çalışmanızın özellikle daha sonraki adımları için önemlidir. Bu işaretlere göre daha sonra ilk karo sıranızı yerleştirmeye başlayın. Karoları bu çizgiler üzerine önce yatay ve ardından düşey olarak, başaşağı duran bir T biçimi elde edecek şekilde yerleştirmelisiniz.

Karo Yapıştırıcısı
Yapıştırıcının seçiminde, karolarınızın hangi alt zemine yerleştirilmek istendiğine dikkat edin : Alçı sıvalar veya kartonpiyer levhaları, tugla duvarlar ve beton üzerine karolar, duvar karoları için satılan normal yapıştırıcılarla yapışırlar. Yeni karoları eski karoların üzerine veya suya dayanıklı çalışma tezgahlarının üzerine yapıştırmak istiyorsanız, yüksek zorlamalı ortamlar için üretilen bir yapıştırıcıyı seçmelisiniz. Piyasadaki normal yapıştırıcılar kullanıma hazır halde satılırlar. Bunları suylla veya bir katkı maddesiyle karıştırın. Birkaç dakikalık kısa bir olgunlaşma süresinden ve bir kez daha karıştırıldıktan sonra yapıştırıcınız hazırdır. Karo yapıştırıcısını bir dişli spatül yardımıyla iyice karıştırın. Seansa kuru astar üzerine şimdi yeni karıştırdığınız karo yapıştırıcınızı sürerek başlayın. Yapıştırıcıyı bir mala yardımıyla alt zeminin üzerine yayın. Bu işlem sırasında, yapıştırıcıyı sürerken homojen ve her şeyden önemlisi pürüzsüz bir yüzeyin oluştugundan emin olmalısınız. Karo yapıştırıcınızın çalışılma süresinin oda sıcaklığına bağlı olduğunu unutmayın Başlamadan önce karolarınızın arka yüzünü kontrol edin. Bu yüzey yoğun şekilde profiliyse büyük dişli spatül seçin. Spatül dişlerin, karoların yapıştırıcının üzerine döşenmesi sırasında karo arka yüzeyinin en az %80 ini yapıştırıcıyla ıslanabilecek şekilde seçilmesi gerekir.

Karoların Döşenmesi
Şimdi karoları döşemeye başlayabilirsiniz. Karoları yapıştırıcıya yatağının içine itin. Döşerken ara sıra (karo kerpeteni) kenarlarını açın. Boru bir karonun ortasından karoların arka yüzeylerinin %80 ini ıslanıp ıslanmadığını konrol edin. Bunu, yeni yerleştirilmiş karolardan rasgele birini kaldırarak yapın. Derz istavrozları kullanırsanız karo kaplamanız homojen derz aralıklarına sahip olur. Boruların çevrelerine karo yerleştirilmesi : Boru bir derz içinden geçiyorsa papağan gagasıyla (karo kerpeteni) kenarlarını açın. Boru bir karonun ortasından geçiyorsa, karoyu iki eşit parçaya ayırın ve parçanın kenarından boruya dikkatle yer açın. Kauçuk ip ve suterazisi yanında köşe ipi de karoların hizalanması için pratik bir araçtır. Karoları döşerken karolarınızın yatay yerleşip yerleşmediğini ve arkalarının yapıştırıcıyla ıslanıp ıslanmadığını sürekli olarak kontrol edin.

Küçük bir kusur keşfederseniz, yapıştırılan malzemede düzeltme süresinin, alt zeminin ve karoların emme kapasitesine bağlı olduğunu düşünün. Yani hemen düzeltmeniz en iyisidir. Döşeme ya da tavan yakınında ve pencerelerle kapıların çevresinde karoları kesmeniz gerekecektir; bu işi, yapıştırıcıyı sürmeden önce yapın.

Derzleme
Şimdi banyonuzdaki tüm duvar yüzeylerini yeni döşediniz. Yapıştırıcı sertleşinceye kadar bekleyin; sertleşme süresini paketin üzerinden okuyun. Sonra derz harcını suyla, koyu bir şerbet haline gelecek şekilde karıştırın. Derz harcını bir derz lastiği veya süngerli tahta ile derzlerin içine bastırın. Taşan malzemeyi özenle diyagonal, yani derzlere çapraz olarak sıyırın. Derzler mat bir şekilde kuruyana kadar bekleyin. Sonra karo yüzeylerini nemli, ama çok ıslak olmayan bir süngerle çapraz şekilde ilerleyerek temizleyebilirsiniz. Süngeri bu temizleme işlemi sırasında çok sık yıkayın. Daha sonra, yeni döşediğiniz karolarınızı bir kez daha kuru ve temiz bir bezle silin.

Önemli Takımlar:

Astarlama için: Fırça, derinlik astarı, veya yapıştırma emülsiyonu
Çizgi çekmek için: Kurşunkalem, suterazisi, hizalama latası
Yapıştırmak için: Kova, yapıştırıcı, dişli spatül
Karo döşeme / hizalama için: Derz istavrozu, köşe ipi, kauçuk ip
Karoyu delmek için: Papağan gagası, karo kesicisi
Derzleri temizlemek için: Derz lastiği veya sünger tahtası, sünger, bez

Avizeler ve renkli ampüller

Yaşadığınız mekanı yeniden ışıklandırmak istiyorsanız aydınlatma ürünlerinde bu yıl nelerin moda olduğuna kulak verin. Aydınlatma, bir mekanı dekore ederken özen gösterilmesi gereken en önemli ayrıntınlardan biridir.

İster abajur, ister avize ya da çok basit gördüğümüz bir mumla bile yaşadığımız ortamlarda farklı bir atmosfer yaratabiliriz. Modaya paralel olarak değişen dekorasyon ürünlerinde de bu yıl gerek malzemesi, gerekse tasarımlarıyla aydınlatma malzemeleri göze çarpacak kadar büyük. Maksimal tasarımların öne çıktığı ışıklandırmalar, aynı zamanda evin genel çizgisiyle kontrast bir görüntü de oluşturuyor. İşte evini ya da ofisini yeniden ışıklandırmak isteyenler için, yılın trendleriyle ilgili ipuçları:

Yeni sezonla birlikte aydınlatmada plastik görüntüler tamamen azalıyor. Ucuz malzemeler yerini daha gösterişli malzemelere bırakıyor.

Aydınlatma armatürlerinde tercih edilen malzemeler sezonun trendlerini yansıtan Murano cam, bohemia kristali, alüminyum, kumaş, kağıt, krom, bronz ve bakır olarak çeşitleniyor. Üfleme tekniğiyle yaratılmış el yapımı renkli Murano cam ve kristal avizeler; düz hatlı, köşeli ve yalın mobilyalarla birlikte kullanılıyor.
Kübik formlu, minimal çizgideki abajurlar siyah dantel kumaşlarla giydirilerek hem çarpıcı hem de klasik bir görünüme büründürülüyor.
Hiçbir zaman eskimeyen retro akımın etkisiyle nostaljik formlar ve tasarımlar yeni malzemelerle yorumlanarak, yeniden canlandırılıyor.

Eskiden yalnızca ışık kaynağı olarak kullanılan, abajur ve avizelerin içine gizlenen ampuller, artık esaretlerinden kurtuluyor. Birer tasarım objesi haline gelen avizelerde ampulü çıplak bırakan ya da ampul formuna öykünen tasarımlar çok gözde.
Yeni sezonda renk ve malzeme seçimleri, hiçbir dönem olmadığı kadar geniş çeşitlilik ve çok seslilik sergiliyor.
Tasarımda renkten çok, form ön plana çıkıyor. Tüm ürünlerde beyaz cam kullanımı gündeme geliyor; diğer yandan sezonun en iddialı trendlerinden biri olan altın ve gümüş varak. Yalnız avizeler değil, abajurlar ve lambaderler de varakla ihtişamlı bir görünüme bürünüyor.
Daha klasik bir tarzınız varsa, antik tarzda eskitilmiş görüntülü aydınlatma ürünlerini seçebilirsiniz.
Modern dekorasyondan hoşlanıyorsanız, daha yalın ve düz hatlı aydınlatma ürünleri size göre.

Epoksi

Reçine esaslı, poliamid ile kürlenerek parlak ve sert bir film veren çift komponentli bir son kat boya anlamına gelen epoksi, son dönemde artan bir yoğunlukta tercih edilen bir zemin döşeme sistemidir. Kullanım alanları; içme suyu tankları, sanayi tesisleri, çelik konstriiksiyonlar, tank içi ve dışı ile fabrikalar olan epoksi. düzgün şaplı bir zeminde istenilen renkte oluşturulur. Epoksi, sertleştiriciyle karıştırıldıktan sonra, 1 saat içerisinde 20 derece ısısı olan bir ortamda uygulanır ve 10 saat olan kuruma süresinin ardından kullanıma hazırdır. Son yıllarda farklı tarz arayışlarında olan mimarlar tarafından evlerde de sıklıkla tercih edilen epoksi, değişen dekorasyon anlayışı ile bire bir örtüşmektedir. Çok geniş bir kullanım alanı olan ve sanayi zeminleri ile depoların yanı sıra süper market,atölye, satış reyonu, okul ve hastane gibi kapalı mekânlardan sonra artık evlerimizde de varlığını hissettiren epoksi, mükemmel bir zemin kaplama sistemidir.

Epoksi için uygulanması gereken zemin hazırlığı
Bu uygulama için yapılması gereken ilk işlem öncelikle boyanacak metal yüzeylerin her türlü yağ, pas ve kirden arındırılma işlemidir. Solventlı epoksi astar üzerine uygulanan bu kaplamanın zemine uygulandıktan sonra tam olarak dokunma kuruması için gerekli süre yaklaşık olarak 10 saati bulur. Yüzey temizliğinin üzerinden en fazla 4 saat geçtikten sonra boyama işlemine başlanmalıdır. Süre uzarsa yüzeyde oksitlenme başlayacağı için malzeme yeniden kumlanma ihtiyacı duyar. Beton ve sıva yüzeyler de uygulanması gereken temizlik şekli yine toz, kır ve eski boya artıklarından arındırılmadan ibarettir, yüzey gerekiyorsa yıkanır ve tamamen kurutulur.

7 adımda epoksi kaplama

*Solventli epoksi boya, kendi ambalajı içersinde homojen hale gelinceye kadar karıştırılır.
*Üzerine eşdeğer miktarda sertleştirici ilave edilerek düşük devirde 3-4 dakika karıştırılır.
*Karışım 5-10 dakika dinlendirildikten sonra kullanılmaya başlar, 1 saat içerisinde tüketilecek kadar malzeme hazırlanmalı ve malzeme kullanım sırasında zaman zaman karıştırılmalıdır.
*Uygulama esnasında yapılacak işlem fırça rulo veya tabanca ile tatbik edilmelidir.
*Ortam sıcaklığının 5-20 °C olmasına dikkat edilmeli, birden fazla kat uygulamalarında katlar arasında yaklaşık 10-12 saat arasında beklenmelidir.
*Boya tatbikatı süresince maske kullanılmalı ve iyi havalandırılmış ortamlarda çalışılmalıdır.

Binaların ömrünü uzatın

Binalarımızın dış cephelerini yıllardır ağır hava koşullarından korumak için değişik cephe kaplamaları üretilmektedir. Bunların içinden sürülerek uygulananlar herzaman gerek maliyet açısından gerek uygulama kolaylığı açısından en çok tercih edilenler olmaktadır.

Bilindiği gibi Kaleterasit bu segmentte yıllardan beri ürettiği hazır renkli sıvalar ve boyalarla dış cephelerdeki engin tecrübesiyle kullanıcılara hizmet vermektedir. Ancak değişen koşullar ile birlikte çağımızda enerji ihtiyacının ve kullanımının üst seviyelerde olması neticesinde giderek artan enerji talebi ve maliyetleri bu kaynakların daha ekonomik değerlendirilebilmesi için yapı ısı izolasyon sistemlerinin kullanımının her geçen gün artarak devam etmesine yol açmaktadır.

Giderek artan ısınma maliyetlerinin etkisi ve cephelerde gerek eksik detaylandırma gerekse düşük kaliteli malzeme kulanılması sonucu meydana gelen problemlerin artması neticesinde ısı yalıtım sistemlerinin üzerinde son kat cephe kaplama malzemesi olarak özellikle kalın ve özel nitelikli cephe kaplamalarının kullanılması en uygun çözüm olarak görülmektedir.

Bu konuda Kaleterasit yıllardır adını vermiş olduğu hazır renkli sıvalara yeni bir soluk getirerek ‘’yeni nesil hazır renkli sıvalar’’ı piyasaya sunmaktadır.Dekor Plus, Grenart ve Grenart Micro akrilik emülsiyon esaslı içte ve dışta kullanılabılen, TS 7847 normlarına uygun, mala ile uygulanan, mala ile desen verilen, kalın desenli, silikonlu, elastik hazır renkli sıvalardır.

Elastiktirler. -40 °C’ye kadar elastikiyetlerini koruyup, bu elastikiyetleri ile altyapıdaki çatlakları kapatır ve binanın oturması sırasında meydana gelen hareketlerden etkilenmezler.
Silikonludurlar.Yüksek su itme kabiliyeti ile cepheye çarpan yağmur suyunun yüzeyi ıslatmadan akıp gitmesini sağlarlar.
Dekoratiftirler. 144 seçkin rengi ile içte ve dışta şık mekanlar yaratırlar.
Uzun Ömürlüdürler. UV, sıcak, soğuk ve yağmur gibi ağır iklim şartlarına dayanıklıdırlar; çatlamazlar, kabarmazlar.
Sağlıklıdırlar. Dışardan içeriye su geçirmemesine rağmen, içerideki nemi dışarıya atabilme kabiliyetleri ile binaların nefes almasını sağlarlar. Su bazlı oldukları için “insan ve çevre dostudurlar.”

23 Ağustos 2008 Cumartesi

My World Konutları

Türkiye’de inşaat sektörünün öncü grubu Ağaoğlu, teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak, hızla tamamladığı My World Ataşehir projesinin 1.etabının anahtar teslimlerine vaat ettiği tarihten 6 ay önce başladı.

Teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak projeyi dünya çapında bir hızla -2 yıl gibi kısa bir sürede- tamamlayan Ağaoğlu, mimar ve mühendislerden oluşan 50 kişilik satış sonrası teslim ekibi ile 1425 daire sahibine Suncity, Highpark, Diamond ve Moontown sitelerindeki konutlarını Eylül ayı itibariyle teslim etmeye başladı. Dünyanın sayılı konut projeleri arasında yer alan My World, sekiz ayrı sitede toplam 3.636 konut ile Türkiye’nin en büyük ve iddialı konut projesi olma özelliğini taşıyor.

Teslim töreninde anahtarlarını almaya gelen ev sakinleri, erken teslim dolayısıyla ortak görüşlerini şöyle dile getirdiler: “Ağaoğlu My World’den satın aldığımız evimizin, sözleşmede belirtilen tarihinden 6 ay önce teslim edilmesi güzel bir sürpriz oldu. Çünkü evimiz yatırım açısından değerlendirildiğinde, 6 ay önceden geri dönüş vermeye başlayacak ve planladığımız tarihten önce evlerimize taşınarak maddi manevi kazançlı olacağız. Ağaoğlu gibi güvenilir, köklü bir firmayı seçerek yaşamamızın en önemli yatırımını, yaşamımızın en önemli yatırımını doğru yere yapmış olduk.”

İstanbul’un mega projesi
TOKİ Emlak GYO öncülüğünde Batı Ataşehir’in en büyük alanında yükselen mega proje My World, toplam 32 bin metrekarelik bina yerleşimi ve 154 bin metrekarelik doğal yaşam alanı ile 8 mahallede (Andromeda, Suncity, Highpark, Starland, Moontown, Equinox, Diamond ve Southside) 9 farklı bina tasarımını kapsıyor. 67 metrekareden 461 metrekareye kadar 21 farklı daire seçeneğine sahip 34 bloktan oluşan proje, mimari açıdan da yenilikler getiriyor.

En az bakım gerektiren, 1.sınıf kalitede estetik malzemeyle donatılan konutlar; geniş yeşil alanları, açık - kapalı yüzme havuzları, çocuk parkları, yürüyüş parkurları, botanik bahçeleri, tenis, basketbol sahaları, toplantı salonları, kapalı otoparkları ve özel güvenlik sistemi ile “My World” sakinlerine, çağdaş bir kentin sahip olduğu tüm olanakları sunuyor.

Tapu gibi kampanya devam ediyor
Öte yandan Ağaoğlu’nun My World için başlattığı özel satış kampanyası devam ediyor. Kampanya ile My World’den konut alanlar evin bedelinin yüzde 25’ini peşin ödedikten sonra tapusunu alarak evlerine hemen taşınabilecek, geri kalan kısmını faizsiz olarak dondurarak, satın aldıktan 7 ay sonra ödemelere başlayabilecek.

Taksitlerini daha da sonra ödemek isteyenler ise daha yüksek peşinat vererek, ödemelerine taşındıktan 10 ya da 13 ay sonra başlayabilecek. 31 Ekim 2007 tarihinde sona erecek bu kampanya ile proje dahilindeki dairelere; yüzde 0.46'dan başlayan faiz oranları ile 12 -240 ay arası vadeli ödeme seçenekleri sunuluyor.

Mutfaklar renklensin

Kökleri 1825 yılına kadar uzanan ve şu anki ismini 2000 yılında kullanmaya başlayan bir Fransız firması olan “Arc International”, dünya üzerindeki en büyük cam üreticisidir. Bünyesinde Luminarc, Cristal d’Arques, Pyrex, Arcoroc gibi markaları barındıran Arc International, üretimini Fransa’da gerçekleştirmektedir ve özellikle renkli cam ürünler ve bardak kategorisinde güçlüdür.

Esse, “Arc International” bünyesindeki markalardan biri olan Luminarc’ın Türkiye distribütörü olmuştur. Ürün gamında yemek takımları, bardak ve fincan takımları, tek bardak ve fincanlar, mutfak ürünleri, saklama kapları ve dekoratif eşyalar gibi pek çok ürün bulunan Luminarc, çok şık hediye kutularıyla tüketici beğenisine sunulmuştur. Luminarc ürünleri sayesinde monotonluk gider, mutfağınız ve evinizin her köşesine neşe, heyecan, renk, şıklık, zerafet ve eğlence gelir. Son modayı takip eden ve bir hayat biçimi sunan Luminarc çok çeşitli şekil ve renklerde ürünler sunarak istediğiniz her yaşam ortamını yaratabilmenize olanak sağlar.

Mutfak tasarımları

Üçyüz yıllık porselen imzası Meissen, sofra sanatının da ünlü markası. Osmanlı sarayları için özel tasarlanan porselen yemek takımları Dolmabahçe ve Topkapı Müzeleri'nin en nadide koleksiyonları. Meissen'in ''Waves'' serisi, 19. yüzyılda üretien orijinalin replikası. Sosluk 382 Euro+KDV, Çorba kâsesi 200 Euro+KDV, Yemek tabağı: 248 Euro+KDV,
Supla: 341 Euro+KDV, Çorba servisi: 932 Euro+KDV. Moser filler: 42 $+KDV, Kadehler: 382 $+KDV, Vazo 2394 $+KDV, MOSER

Leonardo'nun ''Jamming'' yelpazesinde tema, papağanın renk armonisi ile tropik sarmaşıkların dansı. Kırmızı, sarı ve yeşilin hakim olduğu ''Jamming'' koleksiyonunda kâse, bardak, sürahi üçlüsünü mumluk, vazo gibi aksesuar tamamlıyor. ''Jamming'' serisi Monev'de satılıyor.

Marks&Spencer için özel tasarlanan tüm ürünler İngiltere'den geliyor. ''Chicken'', altı kişilik kahvaltı seti de bunlardan: Kâse, yumurtalık, peçetelik, kupa, bardak altlığı, amerikan servisi, kahvaltı tabağı ve saklama kabı ile ''Chicken'', cıvıl cıvıl bir kahvaltı sofrası kurmak için çok uygun.

22 Ağustos 2008 Cuma

Taşoluk Konakları

Arnavutköy'de inşa edilen Taşoluk Bahçeli Konakları'nda 103 daire bulunuyor. Projedeki her villa 475 bin YTL. Alyans İnşaat, Arnavutköy Taşoluk'ta yeni bir projenin inşasına başladı.
206 dönümlük bir arazi üzerinde hayata geçirilen proje, Mecidiyeköy'e 40 dakika mesafede yer alıyor. 103 tripleks villadan meydana gelen Taşoluk Bahçeli Konakları'nda her bir konut Fatih Ormanı manzarasına sahip olacak.

Her villaya bin 300 metrekare bahçe
Yeni yollar ve yapımı devam eden metro çalışmaları ile Mecidiyeköy'e uzaklığının 15-20 dakikaya kadar inmesi beklenen Taşoluk Bahçeli Konakları'nda yer alan her villa tek tip olarak tasarlanıyor.

2 bin metrekarelik brüt arsa içinde projelendirilecek villaların tamamı bin 300 metrekarelik bahçe içinde inşa edilecek. Yerleşim planı ile ferah ve geniş bir ortam sunmayı hedefleyen Taşoluk Bahçeli Konakları'nda yer alan villaların büyüklükleri ise 310 metrekare olacak. Projedeki villalar, radye temel üzerine inşa ediliyor.

1 yıl içinde tamamlanacak
Taşoluk Bahçeli Konakları'nın çevre düzenlemesinde şelaleli yapay gölete de yer veriliyor. Peyzaj alanlarının yanı sıra çocuk oyun parklarının da bulunduğu projede tenis kortları, voleybol, basketbol ve mini futbol sahası, koşuyürüyüş yolları da yer alıyor.

İnşaatına eylül ayında başlanan projenin 1 yıl içinde tamamlanıp sahiplerine teslim edilmesi öngörülüyor. Taşoluk Bahçeli Konakları'ndaki villaların fiyatları ise 475 bin YTL. Projenin satış ve pazarlamasını Century 21 Odak Ofisi üstleniyor.

Taşoluk Bahçeli Konakları'nın künyesi
Firma: Alyans İnşaat
Yer: Arnavutköy-Taşoluk
Büyüklük: 206 dönüm
Konut sayısı: 103
Konut büyüklüğü: 310 m2
Fiyat: 475 bin YTL
Tel: 0212-607 17 17

Full motion teknolojisi

Beko markası, LCD televizyonlarda hareketli geçişlerde üstün görüntü kalitesi sunan “Full Motion” teknolojisi ile televizyon dünyasında devrim yaratan bir ilke daha imza attı. Beko markalı “Full Motion” teknolojisine sahip LCD televizyonlar, hareketli geçişlerde yaşanan takılmalara son vererek televizyon izleme kalitesini en üst seviyeye çıkarıyor.

LCD televizyonlarda yaşanan hareketli geçişlerden kaynaklanan görüntü atlama ve kaymalara karşı full motion teknolojisi ile son noktayı koyan LCD televizyonlar, 37” ve 42” olarak 2 farklı boyutla tüketicilerin beğenisine sunuluyor.

Özellikle futbol ve basketbol maçları gibi hareketin bol olduğu spor müsabakaları ya da aksiyon filmlerinde üstün sonuç veren hareket dengeleme teknolojisi sayesinde hareketi algılayıp görüntüyü tamamlayan “Full Motion” ile, televizyon izlemek artık çok daha keyifli hale geliyor.

Alman ile Türk argelerinin ortaklaşa geliştirdiği ve Beko markası tarafından tescil edilen “Full Motion” teknolojisi; dünyada bir ilk olup şu ana kadar televizyon görüntü dünyasında ulaşılmış en büyük performans olarak değerlendiriliyor.

Dünyada ve Türkiye’de yeniliklerin öncüsü Beko markası, dünyada bir ilki teşkil eden “Full Motion” teknolojisi ile, tüketicilerin beklentilerine yüksek oranda cevap veren üstün bir teknolojiyi LCD televizyon pazarına sunmuş oldu.

En sevimli oda

Mobilyasından perdesine, duvar kâğıdından halısına kadar tam takım dekore edilebilen bebek odalarındaki ürünler, şıklıklarının yanı sıra hijyenik özellikleriyle ön plana çıkıyor. Bebeğinizi beklerken yapılabilecek en keyifli işlerden biri, şüphesiz onun odasını hazırlamaktır. Öncelikle evde hangi odayı bebeğinize ayıracağınıza karar vermelisiniz.
En sessiz, bol güneş gören ve kolayca havalandırılabilecek bir oda olmasına dikkat edin. Odaya karar verdikten sonra iş, odanın yerleştirilmesine geliyor tabii. Mobilya olarak bebek karyolası ve giysileri için bir dolap, mutlaka alınması gereken eşyalar arasında. Firmalar bebek odaları için birbirinden güzel mobilyalar, duvar kâğıtları ve aksesuarlar hazırlıyor. Tabii annenin ve bebeğin rahat hareket edebilmesi için, odayı çok eşyayla doldurmamanızda yarar var.

Bebek odasını dekore ederken en çok kullandığınız eşyaların rahat ve güvenli olmasına özen göstermelisiniz. Mobilyalar kaliteli ve doğal malzemelerden yapılmış olmalı. Sonra mobilyaların köşelerinin yuvarlak hatlarda olması da önem taşıyor. Mobilyaları çocuğunuzun tırmanıp veya üzerine asılıp deviremeyeceği şekilde duvara monte etmenizde yarar var. Bebeğinizin odasında koku bırakmayan ve bakteri barındırmayan su bazlı boyaları kullanabilirsiniz.

Açık ve pastel tonlar bebek odası için ideal olacaktır. Mobilya için uğrayabileceğiniz adreslerden Çilek Mobilya'nın beş yıl garantili bebek odaları, fonksiyonelliği ve kalitesiyle dikkat çekiyor. Hatları yuvarlatılarak güvenli formlarda dizayn edilen mobilyalar, bebekler için sakıncalı olabilecek kimyasal bileşenler içermiyor. Çilek Mobilya'nın 0-4 yaş bebek odalarında seçenek çok. Klasik tarzdan hoşlananlar için tasarlanan Pamuk serisi, tamamı ahşap ve yüzde 100 el yapımı. Prenses serisi ve papatyalarla süslü Cici serisi de farklı zevklere göre seçenekler sunuyor.

Sünger Bob, Taç 'da

Lisanslı ürünleri dünyada satış rekorları kıran, dost canlısı Sünger Bob karakteri, TAÇ nevresimleri ile genç ve çocuk yatak odalarına konuk oluyor.

Nevresim takımları ile dünyanın en ünlü çizgi karakterlerini evlerinize taşıyan Taç, bu kez tedavisi olmayacak derecede masum, iyimser ve dost canlısı deniz süngeri karakteri Sünger Bob’u çocuk ve genç odalarına getiriyor.

Türkiye’de CNBC-e kanalında Nickelodeon kuşağında gösterilen Sünger Bob’un maceralarını başta 2-12 yaş grubu arasındaki çocuklar olmak üzere yetişkinler de ilgiyle izliyor. MTV grubuna ait Nickelodeon Ailesi’nin bu sevimli çizgi karakteri, maceralarında kendini herkese sevdirmeyi başarıyor.

Her yaştan insanın ilgiyle izlediği Sünger Bob’un desenleri ile süslü Taç nevresimler, tüketicilerin beğenisine sunuldu.

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Tül perde

Son yıllarda tül perde çeşitlerinin sayısının hızla artmasını ithal kumaşların giderek daha da yaygınlaşmasına bağlayabiliriz. İthal çeşitlerin yanısıra yerli dokumalar ise hiç de küçümsenecek gibi değil.

Fiyatları bir hayli yüksek olmasına rağmen en gözde olan kumaşlar; keten, organza ve doğal dokuda olanlar. Küçük desenli ve pamuklu kumaşlardan yapılmış tül perdeler ise daha çok rustik tarzdan hoşlananlar için öneriliyor.

Aksesuarlarda ise; tül perde aksesuarları son yıllarda en az tül perdeler kadar önem taşımaya başladı. Aksesuarlar tüller kadar özenle seçildiğinde tamamlayıcı olmanın yanısıra hoş bir görüntü ve gerektiğinde işlevsellik taşıyor.

Tül perdelerinizi iki yanda toplamak istiyorsanız, pamuklu iplikten yapılmış kalın kordon ve püsküllerden yararlanabilirsiniz. Bundan başka; korniş başları da perdenizin havasını tamamen değiştirebiliyor. Piyasada korniş başları modelleri çok fazla olmamakla beraber otantik modellere fazlasıyla rastlanıyor.

Özellikle tercih edilen malzemeler; Bronz ve ferforje. Daha ağır ve klasik dekorasyondan vazgeçemeyenler ise varaklı modelleri kullanıyor.

Tül Perde Kullanımında Püf Noktaları;

Tül perde alırken pencere ve duvar ölçüsünü kendiniz almayın. Ufak bir yanılgı sizi üzebilir. Perdeyi nereye veya kime diktirecekseniz ölçüyü onun almasını isteyin.
Perde satın almadan önce modelini tespit edip, (drapeli, pilili vb.) ona göre kumaşınızı satın alın.
Tül perdenizi asla sıcak suda yıkamayın. Çamaşır makinenizin perde veya (hassas kumaş) programını kullanın.
Çok narin kumaşlar için kuru temizlemeden yararlanın.
Doğal, pamuklu ve keten kumaşlar yıkanınca çekebilir. Perdeyi, çekme payını hesaplayarak satın alın ve diktirmeden önce mutlaka bir kez yıkayın.
Polyester ve sentetik tüllerinizi makineden çıkardıktan sonra nemli nemli asın, kırışık yerler kendiliğinden düzelecektir.

Çatlakların onarılması

Eski duvar kağıdı artıkları sökülürken genellikle duvarda hasarlar meydana gelir. Çatlaklar ve dübel delikleri gibi estetik kusurlar yeni duvar kağıdı veya boya uygulanmadan önce giderilmelidir.

Önce sıva tozunu ve serbest parçaları duvardan veya dübel deliğinden temizleyin. Bunu yapmanın en kolay yolu elektrikli süpürgenin mobilya fırçasının ucunu kullanmaktır.

Çok ince kılcal çatlaklar ve küçük delikler için iç yüzeylere özel ıspatul macununu uygulayın. Bu macun tüp içinde, kullanıma hazır olarak satılmaktadır. Duvar ve tavandaki tüm küçük onarım işleri için uygundur. Spatul macununu doğrudan doğruya kuru, temiz alt zemine sürün. Ardından henüz nemli durumdaki macunu boyacı ıspatulü ile düzleştirin. Kuruduktan sonra düzeltilmiş yeri boyayabilir ya da kağıtlayabilirsiniz.

Büyük Deliklerin Kapatılması
Çatlaklar geniş, delikler büyükse, dolgu veya onarım macunu ya da hızlı donan çimento salık verilir. Dolgu macununu ambalaj üzerindeki talimatlara uygun olarak suyla karıştırın. Bir çalışma seansında kullanabileceğinizden fazla macun hazırlamayın. Dolgu macunu 1 saat kadar kullanılabilir durumda kalır ve sonra sertleşir. Çatlağa veya deliğe çiçek ya da çamaşır spreyi ile su püskürtün veya ıslak bir fırça sürün. Macun önceden ıslatılan onarım yerlerine daha iyi tutunur.

Dolgu macununu ıspatul ile deliklerin ve çatlakların içine sıkıca bastırın. Bu işi yapmak için 3 ile 4 seans çalışmanız gerekecektir. Her seanstan sonra onarım yerini tekrar kapatın. Her iki seansın arasında macun kuruyana kadar bekleyin. Tüm katların sertleşmesinden sonra üst yüzeyi pürüzsüz bir şekilde ıspatul ile düzleyin. Onarım yerinde hafif bir çıkıntı fark ederseniz macun fazlasını derhal uzaklaştırın

Hızlı Donan Çimento ile Çalışmak
Hızlı donan çimento ile çalışacaksanız, onarım yerini yine ıslatmanız gerekir. Tozu, paket üzerindeki talimatlara göre suyla karıştırın. Çimento içeren ürünlerle çalışırken mutlaka iş eldiveni kullanmalısınız. Onarım çimentosu 5 dakikada sertleştiğinden hızlı çalışmalısınız. Onarım yerleri 30 dakika sonra işlenmeye hazır hale gelmiş olurlar. Hızlı donan çimento son dayanım değerine 24 saatlik bir sürede ulaşır. Asla farklı türdeki onarım ve düzleme macunlarını karıştırmayın.

Çatlakları yukarıdan aşağıya doğru doldurun. Yer döşemesini kirlenmekten korumak için bir folyoyu zamklı şerit ile döşemeye ve duvara tutturun. Karıştırma kaplarını ve takımları kullandıktan hemen sonra bol su ile temizleyin. Dolgu macununun iyice sertleşmesini bekleyin. Sonra onarım yerlerindeki çıkıntıları bir zımpara bloğu ile temizleyin. 120 numara zımpara kağıdı kullanın. Sertleşen macun üzerindeki engebeleri, onarım yerine bir lamba yaklaştırarak fark edebilirsiniz. Düzensiz yerlerde gölgeler oluşacaktır. Duvarın ve onarım yerlerinin, kağıt kaplama veya boyama gibi işlemler için eşit emme değerinde olmaları gerekir. Zımpara tozlarını temizleyin ve derinlik astarını sürün. Bu astar üst yüzeyi sağlamlaştırır ve kağıt tutkalının her yerde aynı oranda emilmesini sağlar.

Boyacı Şeridi
Macun işleminden sonra, fark edilebilecek boyuttaki büyük çatlakların boyacı şeridi ile kapatılması gerekir. Bu şerit, rulo halinde satılmaktadır. Böylece çatlağın ilerlemesini önlersiniz. Gevşek sıva parçalarını bir boyacı ıspatulü ile çatlaktan kazıyın. Sonra bir el fırçasıyla ya da en iyisi bir elektrikli süpürgeyle tüm kirleri temizleyin. Dolgu macununu ambalajda yazılı talimata göre karıştırın ve macunu ıspatul ile çatlağa uygulayın. Yukarıdan aşağıya doğru çalışın.

Macunun kurumasını bekleyin ve sonra bir fırça ile duvar kaplamaları için özel yapıştırıcıdan sürün. Şimdi, çatlak ve çevresi çatlak bandıyla örtülür. Çatlak bandının iyice kurumasını bekleyin. İkinci bir kat özel duvar kaplaması yapışkanı sürün ve kuruma süresinin dolmasını bekleyin. Eğer duvar kağıdı yapıştırırken ince çatlakların kaldığını fark ederseniz, bunları kendinden yapışan çatlak giderme bandı ile örtün.

Çatlak giderme bandının üzerine hemen kağıt yapıştırabilirsiniz. Çatlak bandı ile giderilen çatlakların, kağıt, boya veya sıva işlemlerinden önce temizlenmesi gerekir. Biraz daha spatula macununu, topakları kalmayacak şekilde karıştırarak boyacı spatulası ile homojen bir şekilde çatlak bandına ve çevresine sürün.

Kuruduktan sonra çapakları ve engebeleri bir zımpara taşıyla kazıyın ve zımpara tozlarını fırçayla temizleyin.

Önemli Takımlar:

Spatül macununu karıştırmak için: Karıştırma çubuğu, temiz su, alçı kaplar
Onarım yerlerini ıslatmak için: Sprey şisesi veya fırça
Çapakları veya engebeleri kazımak icin: Zımpara bloğu, zımpara kağıdı
Çatlakların yolunu kesmek için: Boya şeridi, duvar kaplama yapıştırıcısı
Zımpara tozunu uzaklaştırmak için: Elektrikli süpürge, el fırçası
Astarlama için: Derinlik astarı

19 Ağustos 2008 Salı

Çok katlı mı, az katlı mı?

Yapı malzemeleri arasında en soğuğu ve sıkıcısıdır beton. Ama tasarımcılar artık betonu 'kendine güvenen, kendini iyi ifade eden' bir malzeme olarak tanımlıyor. Çünkü beton artık şeffaflaşıyor, ışık geçiriyor, istenen her biçime giriyor.

Boşuna dememişler, 'taşa oturma üşürsün' diye. Yaz geldi, güneş tepedeyken oturduğunuz yer de birazcık soğuk olsa fena olmaz mı? Belki bu yüzden, belki de tasarımcılara artık deneyecek malzeme kalmadığından, son dönemde mobilyalarda sıkça görülen bir malzeme: Beton. Yapı malzemeleri arasında en soğuğu ve sıkıcısıdır beton. Ama tasarımcılar artık betonu 'kendine güvenen, kendini iyi ifade eden' bir malzeme olarak tanımlıyor. Bunda teknolojinin de payı var. Çünkü beton artık şeffaflaşıyor, ışık geçiriyor, istenen her biçime giriyor. İşte bu yüzden, artık betonu yerlerden duvarlara, sandalyelerden raflara kadar, evin içinde her yere kabul etmemiz gerekiyor. Beton artık dekoratif bir malzeme.
Çoğu malzemeden daha ucuz, uygulaması hepsinden daha kolay, bilinen en eski ve dayanıklı malzemelerden biri olan betonun tek ihtiyacı, biraz hayal gücü. Aslında beton, yapılarda kullanılan en eski malzemelerden biri. İstenilen şekle girip kalıplanabildiğinden tasarım olanakları da neredeyse sınırsız. Dilerseniz düz ama bol dokulu bir yüzey olabiliyor, dilerseniz de cilalanmış, yumuşak ve yuvarlak hatlı bir hal alabiliyor.

Dış mekânlar ve mobilyaları için zaten alıştığımız bir malzeme beton. Hatta öylesine alışmışız ki, 'beton yığını' dediğimiz şehirlerimiz var. Ama beton artık dış mekân değil, iç mekan için de uygun bir malzeme olarak görülüyor. Betonun çekiciliği kusurlu, pürüzlü ve kaba görünümünde. 'Bitirilmemiş iç mekânlar' trendine en uygun malzeme beton. Bu nedenle artık çoğu iç mekân tasarımının yer ve duvarlarında pürüzlü ve işlenmemiş görüntüsüyle beton tercih ediliyor. Beton sadece yer ve duvarlarda değil, mutfak ve banyolarda tezgah üstlerinde de sıkça kullanılan bir malzeme. Yeni renk ve kaplama olanaklarıyla, artık griliğini de kaybeden beton, bu mekânlarda daha da dekoratifleşiyor. Doğru kullanıldığında estetik görüntüsü, dayanıklılığı ve farklı duruşu ile en modern mekânların da favorisi haline geldi.

Beton radyatör
Tasarımcılar artık betonu bir iç mekan malzemesi olarak görüyor. 2004 Milano Tasarım Haftası'nın en çok konuşulan tasarımlarından biri betondan yapılmıştı. Hollandalı tasarımcı Joris Laarman?ın Droog Design için tasarladığı 'Heatwave' barok radyatörde betonu gerçekten 'dekoratif' olarak kullanmış. Maya Lin'in tasarladığı betonu andırmayan yüzeyleri ve formlarıyla 'Stones' oturma birimleri bunlardan biri. Yalın elips formlarıyla hem iç mekân hem de dış mekân için uygunlar. Kırmızı, sarı, mavi renklerin yanı sıra doğal 'çimento' rengi de olabiliyor. İçleri boş olduğundan göründükleri kadar ağır da değiller. Johan Forsberg tasarladığı koleksiyonun tamamını betondan üretiyor. Ona göre 'beton kendini diğer malzemelerden çok daha ifade ediyor. Kendine o kadar güveniyor ki, kendi kimliğini kaybetmeden diğer malzemeler arasında da sıyrılma özelliğine de sahip'. Tamamı işlevsel olan koleksiyonda 'büyükbaba saatleri', duvar ve masa lambaları, raflar bulunuyor. Tasarım felsefesini beton üzerine kurmuş bir isim: Fu-Tung Cheng. Betonu önce sadece tasarladığı modern mutfak ve banyolarda kullanan Cheng, betonun kendisine verdiği sonsuz seçeneği seviyor ve diğer malzemelere tercih ediyor: 'Şimdilerde mutfaklarda çok popüler olan Corian'ın ruhu yok,duygularınıza hitap etmiyor' diyor. Cheng, betonu o kadar benimsemiş ki, bunun üzerine bir kitap yazmakla kalmayıp bir de video üretmiş. 'NeoMix' adını verdiği beton karışımı ile, bizlere 'kendi betonunu kendin yap' fırsatı bile sunuyor. Fu-Tung Cheng'in web sitesinden satın alabileceğiniz Neomix ile kendi beton tezgahınızı üretebiliyorsunuz.

Şeffaf beton: Litracon
Beton bildiğiniz gibi değil dedik ya, en büyük kanıtı da Litracon. 28 yaşında Macar bir mimar, Aron Losonczi tarafından 'keşfedilen' Litracon, aslında ışık geçirgen beton. Optik fiber ve betondan oluşan malzeme, bloklar halinde yapılarda ve iç mekânlarda uygulanabiliyor. Yarattığı sürreal ışık ve gölge oyunlarıyla beton olmaktan çıkıyor. Gerçek beton kadar dayanıklı ve güçlü, sadece betonun ağırlığını ve kabalığını taşımıyor. Litracon, sadece mekânlarda değil mobilyalarda da kullanılabiliyor. Malzemenin yaratıcısı bunu kanıtlamak için LTC adını verdiği bir aydınlatma tasarlamış. Litracon, Alman Tasarım Konseyi'nin verdiği DesignPreis 2006 ve 2005 Red Dot gibi prestijli tasarım ödüllerine layık görülmüş ve Icon dergisi tarafından 21. yüzyılın en etkileyici buluşlarından sayılıyor.

Keyif veren banyolar

Yüksek kalitedeki sıhhi sistemlerin önde gelen global markası olan GROHE, geliştirdiği yeni teknolojilerle donattığı modelleriyle beğeni topluyor. Bu yeni teknolojilerden biri olan “GROHE SilkMove®” teknolojisine sahip yeni Euro Serileri içinde yer alan Eurodisc, yenilenen tasarımıyla artık eskisinden daha da çarpıcı bir görünüm sergiliyor.

Yüksek standarda sahip, keyif veren banyoları tercih edenlere şık, sportif ve dinamik çizgilerinin yanında, balık yüzgeci biçiminde tasarlanmış olan kumanda kolu ile yeni Eurodisc’i öneriyoruz. Görsel açıdan çarpıcı özellikler taşıyan bu ürün, stil, ayrıcalık ve güven duygusunun eşsiz bir bileşimini hesaplı bir bütçeyle sunuyor.

Daha da önemlisi, Eurodisc, hassas kullanım için, GROHE SilkMove® özelliğini de içeren en yeni GROHE teknolojileriyle donatılmış bir paket ürün sunuyor. Kalitesini yansıtan görünümü ve özellikleri sayesinde, yeni Eurodisc banyonuzu tekdüzelikten kurtarmak için akıllı bir seçimdir.

GROHE SilkMove® özelliğine sahip bataryalar, piyasadaki diğer tüm bataryalardan farklı teknolojik farklılıklarla donatıldığından, kullanıcıları için eşsiz avantajlar sağlıyor. Tek kollu bataryalardaki rahat kavranan, pürüzsüz kol kısmı, GROHE ayrıcalığının bir göstergesidir.

Kartuş bataryada adeta sinir sisteminin merkezi görevini üstlenmiş durumda ve aynı zamanda seramik disklere ev sahipliği yapıyor. Bataryanın kol tutamağı, bir şaft ile disklere bağlanıyor. GROHE, dayanıklılık ve sağlamlıktan ödün vermemek için şaftta pirinç kullanıyor.

Diskler birbiri üzerinden hareket ettikçe, ya suyun akışını engelliyor ya da geçit veriyorlar. Bu nedenle, bu parçaların kalitesi ve mekanik işçiliği, bataryanın performansını etkileyen önemli unsurlar arasında en başta geliyor.

Yatak odalarına bahar geldi

Pembe, mavi, mor ve oranj yatak örtüleri... İster çeyizlik, ister günlük kullanım için pek çok seçenekler mevcut.

Taç’ın yeni yatak örtüsü koleksiyonu da gökyüzünün en güzel mavisi, leylakların en iç açıcı moru ve orkidelerin en romantik pembesiyle yatak odalarımızı baharla tanıştırıyor.

Günlük kullanım için tasarlanan pratik yatak örtülerinin yanı sıra çeyizlerin baştacı şık örtüleri de barındıran Taç yatak örtüsü koleksiyonunda her kadının zevkine uygun ürünlerle donatılmış. Romantik kadifeler, nakışlarla bezenmiş ya da imitasyon kürk parçalarıyla süslenmiş örtülerin yanı sıra genç odaları için denim kumaşların kullanıldığı yatak örtüleri de ev hanımlarının beğenisine sunuluyor.

Taç yatak örtüsü koleksiyonu hazırlanırken evlerinde bütünlük ve uyum arayan kadınlar da düşünülmüş. Taç Collection perdelerle uyumlu renkler ve kumaşların kullanıldığı yatak örtüleri evlerinde bütünlük arayanlara büyük kolaylık sağlıyor.

Taç yatak örtüsü koleksiyonunda öne çıkan önemli özelliklerden biri de çok renkli, cıvıl cıvıl, pratik örtüler... En canlı tonlarıyla oranj, mor, pembe, mavi gibi renkleriyle 2006’nın en iddialı yatak örtüleri bu koleksiyonda sizleri bekliyor.

Taç’ın tüm yatak örtüsü takımlarında, standart iki yastık kılıfının yanında şıklığı daha da arttıracak bir de dekoratif yastık kılıfı bulunuyor.

Perdenin psikolojik etkileri

Perdeler perdeler! Rengarenk uçuşan tüllerle sessizce dans ederken hep bizimledir. Perde seçimi ilk bakışta dekorasyonun tamamlayıcı unsuru olarak gözükür. Oysaki kişilerin hayatının büyük bölümlerini ve en güzel anlarını yaşadıkları evlerinin belirgin unsurudur. Perdesiz mekanları düşünemeyiz!

Çıplaklık, ortalıkta, gözlenebilir, habersiz, boş hissi uyandırır. Mademki olmazsa olmazlar arasındadır o zaman özenimiz daha da artar. Evlerimizi ve yaşadığımız diğer mekanları giydirirken perdeye sıra geldiğinde şöyle bir duraklar düşünürüz. Perdemiz süsleyici özellikten öte geçmelidir. Bizim dışarıyla kopmamızı sağlamalı ve dışarıya bakılan pencerede bir sahne önü gibi hayal edilmelidir. Öyle ya! İstediğimizde perdemizi açıp kenarlarda zarifçe toplayıp ince tül arkasında dışarıya bakarken, sokağımızı, karın lapa lapa yağışını ardından açan güneşi, gökyüzünün maviliğini seyrederken kurduğumuz hayallerle ayrı bir keyif almaz mıyız? Bazende sımsıkı kapattığımız perdeler ile yarattığımız gizli dünyada kendimizle veya sevdiklerimizle sınırsız özgürlükleri yaşamanın tadını çıkartırız.

Perdeler sadece estetikle kalmaz dış dünya ile geçişi sağlayan çok kolay ancak bir o kadarda önemli unsurdur. Yeri gelir bir sinema perdesidir kıpkırmızı kadifeden, oynayacak filmi merak ettirir. Yeri gelir tiyatro sahnesinin iki bileşik kanadıdır. Gong sesi ile yana açılır. Oyun onunla başlar onun kapanması ile biter. Bazen saray salonlarını süsler, renkli ipekler ile tarih kokarak günümüze ulaşır. Bazen ince ince işlenmiş sevdalı öykülerle süslü gelin çeyizi olur asılır. Bazen değişmesi gerekir ev değişikliği ile, bazende eskir! Perdeler evlerin ruhunu yansıtır. Nerede kullanılırsa kullanılsın kapanan perdelerin her zaman açılacağı anlar vardır. Önemli olan doğru zamanda açılıp görmemiz ve hissetmemiz gereken anlarda bizimle olmasıdır.

Modern ve kaliteli mobilyalar

Sadece ev mobilyası değil, her mekân için yeni fikirler üreterek tüm yaşam alanlarımıza giren Tuna ev koleksiyonları, dekorasyonda modern yaklaşımları benimseyen ve kişiliğini yansıtacak tasarımlara ilgi duyanlara hitap ediyor.

Kuruluşundan bu yana üretim kalitesinden ödün vermeden gerçekleştirdiği tasarımlarıyla yurtiçi ve yurtdışında birçok başarıya imza atan Tuna, 1992 yılında isviçre'nin 118 yıllık ofis koltuğu üreticisi Girsberger firmasıyla yaptığı ortaklık ile başarısını uluslararası alana taşıdı. 2002 yılında ev mobilyası sektörüne giren Tuna, bu alanda da yatırımları ve öncü çalışmaları ile adından söz ettiriyor.

Tunaev, eviniz için her şeyi bulabileceğiniz modern, kaliteli mobilyalar üretiyor. Koleksiyonunda ev ve bahçe oturma gruplarından yatak odalarına, yemek takımlarından, ev tekstili ve aksesuarlarına dilediğiniz her şey var.

Ranun koleksiyonu ile Tuna ev bu sezon yine gözde olrH ediyor. Tasarımı Tuna Design Studio'ya ait olan "Ranun" ahşapla rattan'ın birlikte kullanıldığı dünya çapında kalitesi ile dikkat çekiyor.

Tuna DesignStudio tasarımcıları doğaya ve doğala olan özlemlerini Ranun serisinde rattanın etnik dokusuyla doğal kaplamayı birleştirerek dile getiriyorlar.

Düz ekranın tanımı

Düz ekran televizyonlarda kullanılan teknolojilerde radikal sıçramalar yaşanmaya başladı. Yeni trend daha yüksek kontrast oranı, daha net görüntü ve daha düşük enerji tüketimi.

Bundan birkaç yıl öncesine kadar fiyatları neredeyse sıfır otomobillerle kıyaslanan düz ekran televizyonlar, teknolojinin gelişimi ve üretim tekniklerinin daha verimli hale gelmesiyle satın alınabilir düzeylere indiler. Bu alanda devam eden teknolojik gelişim bize daha geniş ekranlar, daha ince paneller ve daha net görüntü olarak geri dönüyor. Yine de gelişim sadece bunlarla sınırlı değil. Günümüzde kullanılan likit kristal ve plazma teknolojileri, çok yakın gelecekte yeni alternatiflerle karşımıza çıkacaklar.

Büyüleyici kontrast
Düz ekran televizyonlarda şimdilik en yakın görünen gelişme, likit kristal televizyonların arkadan aydınlatma sistemlerinde LED teknolojisinin kullanımıyla gündeme gelecek. Bu teknolojinin likit kristal televizyonlarda kullanılmasıyla üretilmiş 1.000.000:1 kontrast oranına sahip televizyonlar, bu yılın başında Sharp tarafından CES fuarında sergilendi.

Düz ekran televizyonlarda kontrast değeri, televizyonun gösterebildiği en aydınlık beyazla en karanlık siyah arasındaki ton farkı olarak ifade ediliyor. Bu oran ne kadar yüksekse, görüntüdeki detay o ölçüde artıyor. Genelde piyasadaki likit kristal televizyonlar ortalama 1000:1, plazma televizyonlar 10.000:1 civarında kontrast oranına sahip.

Son sözü OLED söyleyecek
Şimdilik tüketiciye LED teknolojisine sahip paneller kadar yakın olmasa da, incelik, görüntü kalitesi ve güç tüketimi konusunda hayli iddialı bir diğer teknoloji geliştirilme aşamasında. OLED adı verilen bu teknolojide, her bir piksel kendi başına bağımsız bir ışık kaynağı gibi davrandığı için ayrıca aydınlatmaya ihtiyaç duymuyor.

İşte Sony, yine bu yılki CES fuarında şimdiye dek cep telefonu gibi küçük ekranlı cihazlarda görmeye alıştığımız OLED teknolojisiyle üretilmiş 27 inçlik (68 ekran) bir televizyonu sergiledi. 1.000.000:1 kontrast oranına sahip cihazı yakından görme şansı yakalayanlar, televizyondaki görüntünün şimdiye dek gördüklerinin en iyisi olduğu konusunda hemfikir.

Kağıt kadar ince tv'ler
OLED’in bir diğer güzelliği de, alıştığımızdan çok daha ince ekran tasarımlarına izin vermesi. Bu teknoloji kullanılarak üretilen televizyonların kalınlığı, neredeyse ekran camının kalınlığıyla ölçülebilir olacak. Bu da kapı altındaki boşluktan bile geçebilecek incelikteki televizyonların düşündüğümüzden çok daha kısa bir zaman sonra evlerimize gireceği anlamına geliyor.

Gel gelelim, OLED üretim teknolojisi henüz bu boydaki cihazların yaratacağı seri üretim ihtiyacını karşılayabilecek ölçüde olgunlaşmış değil. Dolayısıyla bu tarz cihazları dükkanlarda görüp satın alabilmek için birkaç yıldan daha uzun bir süre beklemek gerekiyor.

18 Ağustos 2008 Pazartesi

Eski eşyalarınızı atmayın

Hızlı ve çok pratik bir uygulamayla eski ve kullanılmayan dolabınızı mutfağınızın en gösterişli parçası haline dönüştürebilir ya da ahşap sandalyelerinizi boyayarak country tarzı bir mobilya sahibi olabilirsiniz.

Kullanmadığınız dolabınızı pembe, beyaz ve çiçek motifi uygulanmış kordonlarla bir anda farklılaştırabilirsiniz. Bu iş için uygulaması fazla zor olmayan bir yöntem öneriyoruz. Dolabınızı pastel ve açık tonlarda pembe boya ile boyadıktan sonra üzerine kordonlar kullanarak çiçek motiflerini işleyebilirsiniz.

Dolabınızı boyarken özgür davranarak, tarzınıza uygun desenler yaratabilir ya da zevkinize göre renkler seçebilirsiniz. Kordonla desen yaratmak için önce düz bir zemin üzerinde isfediğiniz forma karar vermeniz gerekiyor. Böylece motifi dolap kapaklarına uygulamanız daha kolay olacaktır.

Kordonu renklendirmek istiyorsanız, bunu dolaba uyguladıktan sonra da yapmanız mümkün. Mutfağınızdaki stile uygun modelde kulplar kullanarak dekorasyonu tamamlayabilirsiniz. Yeniden kazandığınız dolap ya da büfenizi tek olarak kullanabilir ya da mevcut sandalyenizi aynı renklerde boyayarak bir bütünlük yaratabilirsiniz.

Bembeyaz sandalyeler
Eski ahşap sandalyelerinizi yenilemenin en kolay ve hızlı yolu onlara farklı bir renk kazandırmak. Pembeye boyadığınız ve kordonla süslediğiniz mutfak dolabınızla birlikte kullanacaksanız, beyazı tercih edebilirsiniz. Sandalyeleri iyice zımparaladıktan sonra bir kat mat beyaz boya uygulayın. Hasır oturma kısmını boyamayı da ihmal etmeyin. Country tarzı sevenler için şık ve pratik bir dekorasyon önerisi.

Menü

Blog Archive

 
template by download themes